Futbol, yalnızca sahada oynanan bir oyun değil, aynı zamanda toplumları bir araya getiren, şehirlerin kimliğini oluşturan bir tutku.
Altay Spor Kulübü de Türk futbolunun köklü çınarlarından biri olarak bu tutkunun en önemli temsilcilerinden. Şimdi, bu büyük kulübün tarihinde yeni bir sayfa açmak için tüm Altaylılara önemli bir görev düşüyor.
Geçtiğimiz hafta Ahmet Taşpınar, Prof. Dr. Ahmet Çoker, Av. Namık Marmara, Cemil Kaya, Kenan Duymazoğlu ve Berk Çavdar’dan oluşan “Şirketleşme Komisyonu” şirketleşme kararı aldı ve “Büyük Altay 1914 Futbol Yatırımları A.Ş.” adlı şirket de kuruldu.
Cemil Kaya ve Kenan Duymazoğlu’nun adıyla kurulan şirketle, kulübün profesyonel futbol şubesi, yatırımcıya devredilecek.
Altay, 29 Mayıs Çarşamba günü, şirketleşme konusunda devir yetkisinin yönetime verilmesi için genel kurul yapacak. Kulübün sadece yarışmacı hakları şirkete devredilecek.
Kurulan ön şirketin devamında atılacak ikinci adımın, genel kurulda şirketleşme için
Göztepe’nin şanlı geri dönüşü, sadece bir futbol kulübünün değil, aynı zamanda şehrinin ortak sevinci oldu.
İki yıl önce PTT 1. Lig’e düşen Göztepe, bu sezon inişli çıkışlı bir performans sergiledi.
Ancak sezonun ilerleyen dönemlerinde takımın başına geçen Stoilov’un önderliğindeki performans, taraftarları yeniden heyecanlandırdı.
Radomir Kokoviç döneminde yaşanan hayal kırıklığının ardından Stoilov’un yönetiminde Göztepe, daha saldırgan bir futbol sergileyerek ligde üst sıralara tırmandı.
Bu dönemde alınan 15 galibiyet, 5 beraberlik ve 2 mağlubiyetle birlikte Süper Lig’e yükselme başarısını gösterdi.
Stoilov’un mütevazı tavrı ve takım üzerinde kurduğu disiplin, taraftarların ve futbol camiasının takdirini kazandı. Göztepe’nin son maçında onursal başkanlık töreni düzenlenen Mehmet Sepil’e yapılan jest de bu sevinci daha da artırdı.
Göztepe’nin sezon boyunca gösterdiği başarı, sadece saha içinde değil, tribünlerde de yankı buldu. Taraftarların coşkulu desteği ve
Göztepe, 100. kuruluş yılını kutlayacak bir Süper Lig yolculuğuna adım attı. TFF 1. Lig 32. haftasında Gençlerbirliği’yle karşı karşıya geldiği maçta rakibini 2 golle mağlup ederek, ligin bitimine 2 hafta kala Süper Lig’e çıkmayı garantiledi.
Göztepe’nin uzun bir aradan sonra Süper Lig’e geri dönüşü, sadece futbolseverler için değil, tüm İzmir için büyük bir sevinç kaynağı oldu.
Kulübün 100. kuruluş yılını kutlayacağı bu dönemde Süper Lig’e yükselmesi, taraftarlarına ve camiaya büyük gurur yaşattı.
Uzun yıllar zorlu mücadelelerle dolu bir süreçten geçen Göz Göz, emeklerinin karşılığını sonunda aldı. Yönetimin doğru hamleleri, teknik ekibin başarılı çalışmaları ve oyuncuların gösterdiği azim ve gayret, bu başarının temelini oluşturdu.
Özellikle son maçlarda ortaya konan mücadele ve kazanma arzusu, Göztepe’nin Süper Lig’e dönüşünde büyük rol oynadı.
Gürsel Aksel Stadı’nda yaşanan coşku dolu anlar,
Geçmişin ışığında bugünü değerlendirdiğimizde, Türk futbolunun dramatik hikayelerinden biriyle karşı karşıyayız. Akhisarspor'un çöküşü!
Bir zamanlar Süper Lig'in parlayan yıldızları arasında yer alan, Türkiye Kupası ve Süper Kupa gibi prestijli kupaları müzesine götüren Akhisarspor, bugün amatör lige düşmenin acısını yaşıyor...
2007-08 sezonuna kadar 3. Lig’de kalan Akhisar, 2007-08 sezonunu ikinci olarak tarihinde ilk kez 2. Lig’e yükseldi. 2 yıllık 2. Lig mücadelesinin ardından, 2009-10 sezonunda ilk kez 1. Lig’e çıktı. 2011-12 sezonunu şampiyon olarak tamamladı ve yine tarihinde ilk defa Süper Lig’e yükseldi.
2012-2013, Süper Lig’deki ilk sezonunda iskelet kadroyu korudu ve lige başladı. İlk yılı 14. sırada, 2013-2014 sezonunu ise 10. sırada tamamladı...
2014-2015 sezonuna iyi başlayan takım 10 maç üst üste kazanamadı ve düşüşe geçti. Kulüp tarihinin ilk yabancı teknik direktörü olan Roberto Carlos’a takımı emanet ettiler. Takım, sezonu 12. sırada tamamladı...
2015-2016 sezonu
İzmir, sadece coğrafi konumuyla değil, aynı zamanda futbolun tutku ve heyecanını yüreğinde taşıyan bir şehirdir.
Bu şehirde dolaşırken, sokakların her köşesinde futbolun tınısını duymak mümkündür.
Göztepe’nin muhteşem taraftarlarından, Karşıyaka’nın tutkulu taraftarlarına kadar, İzmir’in futbol sevdası her geçen gün daha da derinleşiyor.
Ancak, İzmir'in futbol manzarası sadece bu iki kulüple sınırlı değil.
Altay, Altınordu, İzmirspor, Menemenspor ve Bucaspor gibi kulüpler de bu kentin futbol mozaiğinde önemli birer figür olarak yer alıyor.
Her biri, kendi taraftar kitlesiyle ve tarihçesiyle İzmir’in futbol kültürüne katkı sağlıyor.
Şimdi, futbolun heyecan dolu dünyasında İzmir kulüplerinin yolculuğuna bir göz atalım:
Trendyol 1. Lig’de Göztepe deplasmanda Kocaelispor’la karşı karşıya geldi. Zorlu 90 dakikanın son 10 dakikasına 2-0 geride giren ev sahibi ekip, Candeias’ın arka arkaya attığı penaltı golleriyle 3-2’lik skorla tarihi bir geri dönüşe imza attı.
Trendyol 1. Lig’de 59 puanla ikinci sırada yer alan Göztepe, iddialı rakibi Kocaelispor ile deplasmanda kozlarını paylaştı.
Rakip Kocaelispor, son haftalarda çok kötü oynuyor, 6 maçtır da kazanamıyordu. Lig ikinciliğinden 5. sıraya kadar gerilediler. Maalesef umut veren bir oyunları da yoktu.
Yaşanılan bu kaos ortamında Göztepe karşısında galip gelerek yeniden ayağa kalkıp, Süper Lig için yol alabilir miyiz hesaplarını yapıyorlardı. Lakin karşılarında takımının başında çıktığı 15 maçın 11’ini kazanan 3’ünde beraberlik alıp sadece 1 mağlubiyet elde eden teknik direktör Stanimir Stoilov’la muhteşem bir seri yakalayan ve baskılı, kazanma arzusu yüksek, keyif veren futboluyla rakiplerine korku salan bir Göztepe vardı. En önemlisi bitime 7 maç kala en yakın takipçisi Sakaryaspor’un 9
Anadolu futbolu, tarih boyunca Türk futbolunun önemli bir parçası olmuştur. Ancak son yıllarda yaşanan değişimler, Anadolu kulüplerinin sesini giderek kısıyor. Bu durum, kulüplerin gelir dağılımındaki adaletsizliklerden, TFF'nin yapılanma ve yönetimindeki sorunlara kadar geniş bir yelpazede değerlendirilmelidir.
Bir dönem, maç hasılatlarının yüzde 60'ının kazanan takıma, yüzde 40'ının ise kaybedene verilmesi Anadolu kulüpleri için önemli bir gelir kaynağıydı. Ancak bu sistem, daha büyük statlara ve tribün kapasitelerine sahip İstanbul kulüplerinin lehine değiştirildi. Böylece, Anadolu kulüpleri sahada kazansa da masada kaybetmeye başladı.
TFF'nin, kulüpler arasındaki bu adaletsizliği giderecek bir rol üstlenmesi gerekiyordu. Ancak, delegasyon sistemi ile yapılan seçimlerin, Anadolu kulüplerinin yok sayılmasına zemin hazırladığı görüldü. Bunun yanı sıra, Süper Lig kulüplerinin lehine gelir dağıtımı da Anadolu'nun sesini giderek kısmasıyla sonuçlandı.
Futbolun özerkliği adına atılan adımların, aslında Süper Lig
Trendyol 1. Lig'de Altay evinde Gençlerbirliği’ne 4-0 mağlup oldu. Konuk ekibin gollerini 19. dakikada Melih, 45+2. dakikada penaltıdan Ensar, 53 ve 59. dakikalarda Buğra attı. Bu sonuçla düşme hattındaki Altay, 15 puanda.
Ligin bitimine 8 hafta kala 18. mağlubiyetini alan Altay’ın saha içi ile ilgili yazılabilecek çok şey olmadığını düşünenlerin sayısının oldukça fazla olduğunu hepimiz biliyoruz.
Son olarak evinde 6 maçtır galibiyet yüzü görmeyen Gençlerbirliğini ağırlayan Altay, rakibine 4-0 gibi farklı skorla boyun eğdi. Cüneyt Biçer’in öğrencileri üst üste 2. mağlubiyetini alırken son iki maçta da gol sevinci yaşayamayarak 15 puanla ligin dibine çakıldı kaldı...
Gençlerbirliği’ne karşı kaybedilen maç beni şaşırttı mı? Tabiiki hayır.
Hepimizin beklediği bir sonucu şaşırmadan yaşamış olduk. Kaçınılmaz bir yenilgiyle bir haftayı daha geride bıraktık.
Kısıtlı ve yetersiz kadro, cezalı ve sakat oyuncularla iyice daralınca, skorun farklı mağlubiyet şeklinde ortaya çıkacağı korkusu da maalesef gerçek oldu. Saha