İzmir’in teniste gülen yüzü, değerini yükselten markası, spordaki en büyük destekçilerinden Küçük Kulüp, Abidin Necimoğlu anısına çok güzel bir turnuvaya ev sahipliği yaptı. Bu turnuvayla birçok sporcuya kapılarını açan Küçük Kulüp, Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş’u da ağırladı.
Bilindiği gibi Sayın Durmuş, tenisin her kesime hitap eden bir spor olduğunu ve ‘zengin’ algısını yıkmak için çabaladıklarını her fırsatta dile getiriyor. Bu yaklaşımla, başta İstanbul olmak üzere yurdumuzun dört bir yanında tenis merkezleri yapılıyor.
Özellikle İstanbul’da açılan, Türkiye Tenis Federasyonu İstanbul Tenis Merkezi, 25 bin metrekare arazi üzerine inşa edilmiş, biri merkez kort olmak üzere dört maç kortu ve bir antrenman kortuna sahip. Tüm kortlar dünya standartlarına göre inşa edilmiş olup teknolojik ve teknik altyapı olarak uluslararası organizasyonların ihtiyaçlarına cevap verebilir nitelikte. Oyuncular ve tenisseverler için her detayın
Geçtiğimiz hafta Ege temsilcileri mücadele ettikleri liglerinde başarılı grafikleriyle dikkat çekti.
TFF 1. Lig’de Eskişehirspor karşısında Altay ve 3. Lig’de Nazilli Belediyespor, Ceyhanspor mücadelesinde 6-0'lık ezici bir üstünlükle galip gelmeyi başardılar. 2. Lig’de de grubunun iddialı ekiplerinden Manisa FK, Kocaelispor’u 6-1’le geçti. 1. Lig’de Akhisarspor ağırladığı Balıkesir’i 2-0 yenerken, Uşakspor 3-1, Turgutluspor da deplasmanda 1-0’lık skorlarla yollarına kayıpsız devam ettiler.
Yine 3. Lig’in güçlü ekiplerinden ve altyapı patentli oyuncularıyla mücadele eden Bucaspor 1928, Diyarbakır deplasmanında müthiş bir geri dönüş hikayesi yazarak maçı 2-1 kazandı. 2 maçta topladığı 6 puanla zirveye ortak oldu.
Bodrumspor da Kastamonu karşısında 4-1 gibi net bir sonuç alarak haftayı mutlu kapattı.
Karşıyaka ise artık genç diye anılan ve transfer yasaklısı modundan sıyrılıp, olgunlaşmış ve pişmiş bir kadro ile sezona etkili girdi. İlk haftaki deplasman galibiyeti ve ikinci haftadaki zorlu 1 puanı ile de beğenileri topladı.
S
İzmir, ülkemize birçok ilki yaşatmış bir şehir... 1877 yılında futbolun ateşi yakılmış, meşin yuvarlak ilk kez bu güzel kentte dönmüştü. Dolayısıyla bu topraklar, futbol başta olmak üzere çoğu spor dalında öncü niteliğinde izler taşıyor.
İzmir, farklı semtlere konuşlanmış, tarihi yüz yılı aşmış ya da aşmaya ramak kalmış, birbirinden değerli kulübü bünyesinde barındırıyor. Yani bu camialara verilen her destek, ülke sporuna yapılan bir iyilik...
Peki bu kulüpler gereken destekle hak ettikleri tesislere, statlara, sahalara, alanlara kavuştu mu? Bu sorunun yanıtı maalesef hayır!
95 yıllık mazisine Avrupa kupalarında zaferler sığdırarak Türkiye’nin Avrupa’ya açılan penceresi olan, hentbolda da yurt dışında boy gösteren Göztepe... 108 yıl önce İzmir’de kurulan ilk spor kulübü olan ve yalnızca futbol özelinde değil; atletizm, basketbol, yelken gibi çeşitli branşlarda İzmir’i gururlandıran Karşıyaka... İzmir Ligi’ni domine eden ve ünü tüm ülkeye yayılan Altay... Yetiştirdiği futbolcularla Avrupa’da
Futbolumuzun yetiştirici kulüplerinin bulunduğu, altyapı dinamosu olan ve oyuncularımızın gelişim gösterdiği arena kesinlikle alt liglerdir. Bu liglere verilen değer, futbolun bir nefes gibi solunduğu ülkemizde nice nesilleri futbolumuza bağışlamayla doğru orantılıdır.
Alt liglerde Misli.com ile olduğu gibi anlaşmalara imza atılması, bu liglerin marka değerini artıracak ve sadece kupa maçlarında kendilerini gösterme şansı bulan oyuncularımıza çok değerli bir vitrin olacaktır.
Geçtiğimiz günlerde Misli.com’un 2. ve 3. lige isim sponsoru olması ve maç yayın haklarını alması da, bu ligde mücadele eden 106 takımımıza büyük bir mutluluk yaşattı. Uzun seneler beklenen, istenen ve arzu edilen destek, tam olması gereken zaman diliminde geldi. Hem maddi hem de manevi değere sahip bu atılım, futbolcular arasındaki çekişmeyi de üst noktaya taşıyacaktır.
Ülkemizin futbol coğrafyası çok geniş. Bu topraklarda nice yetenekli ayaklar keşfedilmeyi bekliyor. Artık onların ayaklarına çok güzel bir fırsat geldi.
Geçtiğimiz cuma günü, Menemenspor-Altınordu arasında oynanan İzmir
Ligler başlıyor, hasret sona eriyor. Çeşitli spor branşlarında 2020-2021 sezonu programı netleşti. Futbolda yeni sezon 11 Eylül Cuma günü başlayacak. Ampute futbol ligleri ekimde start alacak. Basketbol Süper Ligi 26 Eylül’de, voleybol ligleri 12-13 Eylül’de hentbol ligleri ise 3-4 Ekim’de başlayacak.
TFF’nin planlamasına göre Süper Lig’de yeni sezon, 11, 12, 13 ve 14 Eylül’de yapılacak ilk hafta maçlarıyla başlayacak. Ligde sezonun ilk yarısı 24 Ocak’ta sona erecek. İkinci yarısının 29 Ocak 2021’de başlayacağı sezon, 16 Mayıs 2021’de oynanacak 42. hafta müsabakalarıyla sona erecek. Süper Lig’de 14, 17, 20, 23, 28, 33, 36, 38 ve 41. hafta maçları hafta içi oynanacak. Bu sezon 21 takımla ve her takımın oynayacağı 40 maçla tamamlanacak.
Süper Lig’de devre arası verilmeyecek. 21 takımlı oynanacak Süper Lig’in ilk haftasında Göztepe ile Yukatel Denizlispor Ege derbisinde karşı karşıya gelecek.
TFF 1. Lig’de ise cuma günü saat 19.00’da Menemenspor-Altınordu İzmir derbisi ile sezon
Bucaspor, çok futbolcu yetiştiren bir kulüptü. Geleceğe yön verecek, bilgi ve tecrübeleri ile önümüzdeki futbol iklimlerine ışık tutacak pek çok ismi bünyesinde barındırdı.
Ancak, Bucaspor böyle bir kaynaktan yararlanma konusunda yetersiz bırakıldı.
Türk futboluna sayısız oyuncu sundu. Bunların bir bölümü hâlâ Avrupa’da ülkemizin bayrağını dalgalandırıyor.
Futbolun sadece futbol olduğu yıllar... Bucaspor da takım gibi takım, kulüp gibi kulüptü. Herkesin gözbebeğiydi. Tarihine büyük başarılar sığdırdı.
Müzesini şampiyonluklar ve kupalarla süsledi.
Sonra her şey değişti. Para, futbolun önüne geçti. Kulüp yöneticileri kulüp için çalışırken, sonrasında bazıları kendisini pazarlama telaşına düştü.
Oyuncu yetiştirmek ve altyapı sorunları, futbolumuzun geçmişten günümüze dönem dönem kendisini derinden hissettiren bir yarası olmuştur.
Yetiştiricilik mevzubahis olduğu zaman ise Buca adı sıkça zikrediliyor ve akla geliyor.
1928 Bucaspor, Başkan Cihan Aktaş önderliğinde yeni bir oluşum içine girerek eski kimliğinden daha öteye gidecek. Yepyeni yüzü ile karşımıza çıkacak ve Türk futbolunun yarasına merhem olacak.
Bir zamanlar Bucaspor oyuncuları keşfeden, gelişimlerine katkıda bulunan, yıldızını parlatan ve vitrine koyan bir takımdı...
Geçmişte günü kurtarma planları ve yanlış transfer politikaları yapan yöneticiler yüzünden bu profilden uzaklaşan sarı lacivertliler, Başkan Aktaş’ın düğmeye basmasıyla yeniden hayat bulacak diye ümit ediyorum.
Hafızalarımızı biraz zorlayıp geçmişe döndüğümüzde, Fenerbahçe, ardından Roma’ya kadar uzanan Salih Uçan’ın, Bucaspor altyapısından yetişen, buradan Altınordu’nun çeşitli yaş kategorilerinde futbol oynadıktan sonra Başakşehir ve Roma’da başarılarına
Ülkemizde futbol, yalnızca Süper Lig’in çevresinde konuşlanan bir yapı değil, hiçbir zaman da olmayacak. Türk futbolunun üst seviyelere çıkması için öncelikle mihenk taşının, yani amatör futbol dünyasının sağlam temellere dayanması gerekir. Bu da adalet ve eşitlik ilkelerini etraflıca kuşanmayı beraberinde sürükler. Ne yazık ki ülkemizde işler, tam tersi yönde ilerliyor.
Bu noktada en güzel örneklerden birisi, herhalde Çiğli Belediyespor oldu. Çiğli ekibi, grubunda ikinci basamakta yer almasına rağmen 3. Lig vizesini alamadı. Öte yandan, İstanbul A ve B gruplarından 16 takım doğrudan BAL’a kabul edildi. İzmir’de ise bu rakam 4’te 1 oranında. Hem de 1 takım kura çekilerek belirlenecek. Yani, o gün şansı yaver giden, gülen taraf olacak... Şaka gibi gelebilir ama bu, gerçeğin ta kendisi. Durumun vahameti, anlatmaya gerek kalmadan kendini belli ediyor.
Gelinen bu evrede İzmir amatör kulüpleri seslerini duyurabilmek adına çırpınırken, birçok kurum, kuruluş ve federasyon, kabuğuna çekilmiş durumda.