Spor Toto Süper Lig’in 25. haftasında Atakaş Hatayspor’a konuk olan Göztepe sahadan 2-1 mağlup ayrıldı. İlk yarıda Diouf ve El Kaabi’nin gollerine engel olamayan sarı kırmızılılarda Halil’in sayısı da yetmedi. Üst üste ikinci maçından puan çıkaramayan İzmir ekibi, alt sıralardan uzaklaşma şansını yine kullanamadı
Oldukça hareketli ve hızlı başlayan ilk 45 dakikada ilk büyük tehlikeyi yaratan, Soner’in pasında hareket alanı bulan Di Santo ile Göztepe’ydi. Geçiş hücumlarını bu yarının belli dakikasına kadar disiplinli bir şekilde yaptılar.
Oyun profilleri, önde basıp kapılan toplarla akın oluşturmak üzerine kurgulanmıştı.
Fakat pratikte bu iş o kadar kolay değildi. Ndiaye ve Jahovic’ten yoksun Göztepe hücum hattı ilk 45’lik dilimde topu kontrol edip istediği biçimde şekillendiremedi.
Orta alanda Obinna’nın eksikliği, her atak başında hissedildi.
Atınç’ın her defans oyuncusuna nasip olmayan fiziksel üstünlüğü ile hava toplarındaki hakimiyeti de özellikle ilk golde kendisini göstermişti.
Kamil
Spor Toto Süper Lig'de 25. haftanın açılış karşılaşmasında kümede kalma mücadelesi veren iki takımdan Altay, evinde Çaykur Rizespor'la 0-0 berabere kaldı. Karşılaşmada Altay'ın iki, Çaykur Rizespor'un 1 topu direkten döndü. Bu sonuçla Altay 22 puana ulaştı
İzmir derbisinde aylar sonra gülen ve öz güven tazeleyen Altay, kendisi gibi alt sıraların pençesinde olan Rizespor maçıyla çıkışını sürdürmenin peşindeydi. Ligin kader ve kırılma maçlarından bir tanesi olarak nitelendirilen bu 90 dakikada soluklanmak için galibiyet tek parolaydı. İlk düdük çaldığı andan itibaren doğru analiz ile doğru teşhisin yapılıp çözüm üretilmesi adına savaşılacağı izlenimini verdiler. Björkander-Murat ikilisi ile cepheden gelen akınlar engelleniyor, Tolga ve Özgür ile toplar ileri taşınıyordu. Thaciano ile kazanılan meşin yuvarlak en doğru tarafa dağıtılıyordu. Kanatlardaki Kappel ve Kazımcan’ın süratlerine inanıp rakip kaleye inmeyi amaç ediniyorlardı. İlk yarının ilk tehlikeli atağı, 14. dakikada Kappel’in direği
Karşıyaka’nın son 10 yılında en zayıf halka, yönetim kurulları ve başkanlar oldu. Yönetimin içinde ve yanında Karşıyakalı geçinenler kadar, Karşıyaka’dan geçinenler de vardı.
Kulübün ne sportif ne de ekonomik başarısı umurlarında olmadı. Oluşan karanlık ortamda onlar; malı götürme telaşındaydılar. Kulüp bazı yöneticiler, teknik adamlar ve kulüp çalışanları tarafından ticarete ve siyasete alet edildi. Bu ahval ve şerait içinde takvim yaprakları Ocak 2018’i gösterdiğinde bir babayiğit çıktı meydana ve kulübün yönetimine talip oldu.
Yönetim krizleri, parasal problemler ve puan silme cezalarıyla darbe alan kulübü ilk iki yılda düzlüğe çıkardı. “Çözüm için buradayız”la başladı, “Karşıyakalılar artık başı dik dolaşacak” diye devam etti.
Ettiği bu cümlenin altında kalmamak için de var gücüyle çalıştı. Hataları olmadı mı? Elbette her insanın olabileceği gibi onun ve yönetiminin zaman zaman hataları oldu. Ancak bu hatalardan ders almasını bildi Başkan Turgay
Karşıyaka’nın son 10 yılında en zayıf halka, yönetim kurulları ve başkanlar oldu. Yönetimin içinde ve yanında Karşıyakalı geçinenler kadar, Karşıyaka’dan geçinenler de vardı.
Kulübün ne sportif ne de ekonomik başarısı umurlarında olmadı. Oluşan karanlık ortamda onlar; malı götürme telaşındaydılar. Kulüp bazı yöneticiler, teknik adamlar ve kulüp çalışanları tarafından ticarete ve siyasete alet edildi. Bu ahval ve şerait içinde takvim yaprakları Ocak 2018’i gösterdiğinde bir babayiğit çıktı meydana ve kulübün yönetimine talip oldu.
Yönetim krizleri, parasal problemler ve puan silme cezalarıyla darbe alan kulübü ilk iki yılda düzlüğe çıkardı. “Çözüm için buradayız”la başladı, “Karşıyakalılar artık başı dik dolaşacak” diye devam etti.
Ettiği bu cümlenin altında kalmamak için de var gücüyle çalıştı. Hataları olmadı mı? Elbette her insanın olabileceği gibi onun ve yönetiminin zaman zaman hataları oldu. Ancak bu hatalardan ders almasını bildi Başkan Turgay
Spor Toto Süper Lig’de iki İzmir ekibinin karşı karşıya geldiği derbi mücadelesinde Göztepe, evinde Altay’a 2-0 mağlup oldu. Teknik Direktör Serkan Özbalta önderliğindeki ilk randevuda 16 maçlık hasrete son veren siyah beyazlılar, rakibine 44 yıldır yenilmiyor...
İzmir’de kuruldukları ve futbol topunu ilk kez döndürdükleri andan itibaren ülke çapında adından söz ettiren, Süper Lig’e damga vuran, hikayeleri Avrupa’ya dek uzanan, efsaneleşmiş, kupaların kulplarına değmiş iki büyük camia Göztepe ve Altay.
Bir yanda son dönemin en formda ekiplerinden ev sahibi Göztepe. Ne oynadığını bilen, ayakları yere sağlam basan, uzun toplarla buldukları pozisyonları tehlikeli akınlara çevirebilen, saha paylaşımını enine ve dikine doğru yapan, geçiş hücumlarındaki başarısıyla dikkati çeken bir takım oldular. Sakinler, kendilerinden çok eminler. Eksik yerlerin giderilmesi için de tüm tedbirleri alıyorlar.
Öte yandan ligin girişindeki havası tersine esmiş, saha içi ve dışı sorunların pençesindeyken lig ve
Altay, Teknik Direktör Mustafa Denizli’nin ayrılışı sonrası yaşananları, Başkan Özgür Ekmekçioğlu’nun transfer yapıp yapmayacağı ve takım içindeki gidişatın rotasını kafaya takarken maçları ve belki de sezonu kaybetmeme savaşımını bir kenara bırakmamalı.
Bu maddeler belki yeni değil ancak etkilerinin devam ettiği ortada. Bir takım, 16 maçlık periyotta yalnızca 3 puan alabilmişse saha içini görmezden gelemez. Zaten zorlu olan Konyaspor randevusu hissedilen stresle daha da zor hale geldi. Altay, 18 yıl sonra Süper Lig’e döndü.
En son 2002-2003 sezonunda Süper Lig’de yer alan siyah beyazlı ekip, 6. kez mücadele ettiği Play Off’da ilk kez Süper Lig vizesi aldı.
İzmirli olarak hepimiz “süper” denen ligde iki İzmir takımının olmasından dolayı büyük sevinç yaşamıştık. Yıllardır üvey evlat muamelesi gören İzmir futbolunun makus talihi değişiyordu. Önce Göztepe stadına kavuştu, ardından Altay evine döndü. Her şey çok güzel giderken bir anda ibre tersine döndü.
Gerek yönetimsel gerekse
Altay 3. Lig’deyken de aynı cümleleri kurmuştum; Altay, Türk spor tarihi için önemli bir mihenk taşıdır. Hangi ligde oynadığı önemli değildir.
O günden bu yana tam 6 yıl geçmiş. 3. Lig’den Süper Lig’e gelinen yol tabii ki küçümsenemez ama siyah beyazlı camia artık kararını vermeli, yaşanan ve yaşanabilmesi yüksek ihtimal olan bu zor günleri, el ele vererek atlatmalı.
Özgür Ekmekçioğlu, Altay’a yönetici olmadan önce kimseler bilmiyordu. Babası ile birlikte Bölgesel Amatör Lig’de mücadele eden, semtlerinin takımı Atillaspor’u yönetiyordu. Genç yaşında önce Altay’a yönetici oldu, ardından da maddi ve manevi zorluklara göğüs gererek başkanlık koltuğuna oturdu.
Allah’ı var, zor gününde ulu çınara sahip çıkan Cihangir Marmara ve arkadaşları, altyapıdaki oyuncularla kulübü amatör ligin eşiğinden döndürmüştü. Marmara ve arkadaşları maddi sıkıntıları göz önüne alarak kulübü 2016 yılında, henüz 27 yaşında olan
Sporun ve sağlığın harmanlandığı harika bir klinik İzmir/Karşıyaka’da hayata geçirildi.
Tabi ki İzmir, sağlık ve spor kelimeleri aynı cümle içerisinde olunca akla gelen isimlerden bir tanesi şüphesiz, Türkiye Spor Hekimleri Derneği Başkanı ve Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Ergün.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni başarıyla tamamlayıp ABD’de Pittsburgh Üniversitesi Spor Hekimliği Merkezi’nde sportif rehabilitasyon alanında çalışan, El Mikrocerrahi ve Ortopedi Travmatoloji Hastanesi Spor Hekimliği Merkezi’nin kente kazandırılmasında öncü olan, Türkiye Kürek Milli Takımı’ndan tutun da Türkiye Futbol Federasyonu’nda Milli Takımlar doktorluğu, Bucaspor, İzmir Basketbol Kulübü, Altay, Altınordu, Göztepe Sutopu ve Arkas Spor Kulübü’ne kadar sporun her dalına dokunan Ergün, geçtiğimiz günler ‘Spor Hekimliği Kliniği’nin kapılarını açtı.
Ergün aynı zamanda çok değerli isimleri de bu açılışta ağırladı.