Altay, Teknik Direktör Mustafa Denizli’nin ayrılışı sonrası yaşananları, Başkan Özgür Ekmekçioğlu’nun transfer yapıp yapmayacağı ve takım içindeki gidişatın rotasını kafaya takarken maçları ve belki de sezonu kaybetmeme savaşımını bir kenara bırakmamalı.
Bu maddeler belki yeni değil ancak etkilerinin devam ettiği ortada. Bir takım, 16 maçlık periyotta yalnızca 3 puan alabilmişse saha içini görmezden gelemez. Zaten zorlu olan Konyaspor randevusu hissedilen stresle daha da zor hale geldi. Altay, 18 yıl sonra Süper Lig’e döndü.
En son 2002-2003 sezonunda Süper Lig’de yer alan siyah beyazlı ekip, 6. kez mücadele ettiği Play Off’da ilk kez Süper Lig vizesi aldı.
İzmirli olarak hepimiz “süper” denen ligde iki İzmir takımının olmasından dolayı büyük sevinç yaşamıştık. Yıllardır üvey evlat muamelesi gören İzmir futbolunun makus talihi değişiyordu. Önce Göztepe stadına kavuştu, ardından Altay evine döndü. Her şey çok güzel giderken bir anda ibre tersine döndü.
Gerek yönetimsel gerekse teknik heyet ortaklığıyla Altay, bugün yaşadığı kabus dolu günlere mahkum oldu.
Herkes gider kulüpler kalır. Bugün baktığımız zaman Altay’ın asıl sahibi olan cefakar taraftarları ikiye bölünmüş durumda. Bir taraf yönetimi suçlarken diğer taraf Mustafa Denizli’yi suçlamakta. Kulüp içindeki dostlarımla yaptığım istişarelerde ise her iki taraf da suçlu.
Bence bu kulübün başına geçtiğinde “5 yılda Süper Lig’de olacağız” sözünü veren Özgür Başkan ne şiş yansın ne de kebap felsefesini bir kenara bırakıp çıkıp yaşananları tüm gerçekliğiyle anlatmalı. Hem kendi üzerindeki baskıyı azaltmak hem de Altay’ı ivedilikle yaşadığı stres ortamından uzaklaştırmak için. İşte gerçek kenetlenme ve barış o zaman gerçekleşir.
Bu koca yürekli taraftar sorularının cevabını bekliyor. Özellikle Konyaspor karşılaşmasında Altay tribünlerinin muhteşem koreografisi hepimizin tüylerini diken diken etti. Birbirinden anlamlı 3 koreografi ve tezahüratlar da bence olayın bir özetiydi. Maalesef maçın son düdüğü öttüğünde Altay’ın hanesi yine yokları oynuyordu.
Maç boyunca birçok görsel şov sunan, takımı hem maç başı hem devre arası yanına çağırıp bağrına basan, bu iç titreten soğukta armasına koşan taraftarlar kahrolmaya devam etti. Artık söz ve de sıra gerek yönetim gerekse futbolcu arkadaşlarda. Son düdüğe kadar bu muhteşem taraftar için savaşmak boynunuzun borcu.
Altay forması altındaysanız bu kadar edilgen olmamalısınız.
Unutmayın ki;
İşgal yıllarında Türk halkını azınlıklara karşı temsil etsin, o karanlık günlerde moral olsun diye kurulmuş bir takımdır Altay. Altay demek umut demektir. Kuvâ-yi Milliye mücadeledir, Altay da sonuna kadar mücadele etmelidir! Bu camiada umutsuzluğa yer yok.. Büyük Altay her zaman Süper Lig’de olmalı. Umarım bir an önce toparlanırsınız. İşte size İzmir... İşte size İzmir’in Atatürkçü spor severleri...
Teşekkürler Altaylılar.