Karşıyaka’nın son 10 yılında en zayıf halka, yönetim kurulları ve başkanlar oldu. Yönetimin içinde ve yanında Karşıyakalı geçinenler kadar, Karşıyaka’dan geçinenler de vardı.
Kulübün ne sportif ne de ekonomik başarısı umurlarında olmadı. Oluşan karanlık ortamda onlar; malı götürme telaşındaydılar. Kulüp bazı yöneticiler, teknik adamlar ve kulüp çalışanları tarafından ticarete ve siyasete alet edildi. Bu ahval ve şerait içinde takvim yaprakları Ocak 2018’i gösterdiğinde bir babayiğit çıktı meydana ve kulübün yönetimine talip oldu.
Yönetim krizleri, parasal problemler ve puan silme cezalarıyla darbe alan kulübü ilk iki yılda düzlüğe çıkardı. “Çözüm için buradayız”la başladı, “Karşıyakalılar artık başı dik dolaşacak” diye devam etti.
Ettiği bu cümlenin altında kalmamak için de var gücüyle çalıştı. Hataları olmadı mı? Elbette her insanın olabileceği gibi onun ve yönetiminin zaman zaman hataları oldu. Ancak bu hatalardan ders almasını bildi Başkan Turgay Büyükkarcı... Karşıyaka’nın yakın tarihi hatalarla dolu. Popülist yönetim anlayışı yüzünden görmeden, araştırmadan pek çok transfer yapıldı. O transferler gün geldi, kulübün boynuna kelepçe oldu. Ne kurtulabildiler ne de hareket edebildiler. Hiç kimse yapılan bu hataların sonucunda ki maddi kayıpların bedelini ödemedi. İşler sarpa sarınca, çekip gittiler. Üstelik, kulüpten alacaklı olarak...
İşte böylesine zor bir süreçte ateşten bir gömlek geçirdi üzerine Başkan Büyükkarcı. Ancak her zorluğa da tek başına göğüs germesinin acı bedelleri olmuyor değil. Büyükkarcı göreve geldiği günden beri 11 teknik adam değiştirdi. Karşıyaka Spor Kulübü futbolun dışında tüm branşlarda başarılı…
Herkesin sevgilisi futbol ise, 3. Lig’de, 21 haftalık periyotta 4 galibiyet, 6 mağlubiyet ve de 11 beraberlikle ateş hattında yer alıyor. Beraberliği o kadar benimsediler ki attıkları gol sayısı kadar kalesinde gördükleri gol sayısı bile eşit!
Ancak Turgay başkanın bu kadar ağır eleştirilmesini de anlamış değilim. Eski yerli ve yabancı oyuncu ile teknik adam alacaklarını ödeyip hem kulübü puan silme cezasından hem de her yıl 10 milyon liralık faiz külfetinden kurtaran Büyükkarcı, sezon başında da 5 yıl süren transfer yasağını büyük özveriyle kaldırdı. Futbolda sportif başarısızlık var evet ama bunca yapılan güzel iş varken buradan başkanı vurmak gerçekten doğru değil. Basketbolda Anadolu Efes gibi Euroleague şampiyonu bir ekibi 3’ü yabancı 4 önemli eksiğe rağmen yenerken, başkanın acımasızca eleştirilmesi ve basketbol şubenin küçük görülmesi hiç hoş olmadı. ‘Meyve veren ağaç taşlanır’ demekten başka bir şey gelmiyor içimden. Geçmişteki yanlışları düzelten, geleceğe daha umutla bakılmasını sağlayan Turgay Büyükkarcı’yı bu kadar çabuk harcamaya çalışmak Karşıyakalılığa sığmaz.
Bakımsızlıktan kendi tesislerinde çalışamayan, antrenman yapacak saha bulamayan, tesislerinde yemek dahi çıkmayan, gittiği deplasmanlarda parasızlıktan otelde mahsur kalan kulüpten geldiğimiz nokta gerçekten çok önemli.
Artık kulübe avukatların haciz için uğramadığını, tesis elektriklerinin kesilmediğini duyuyoruz. Bu kriz ortamında kulüplere hizmet eden insanlar omuzlarda taşınmalı, destek verilmeli.
Stat konusu yoluna girdi. Ama başkan şov yapmıyor. Yeni projeler geliyor, başkan yakında bunları açıklar. Onlarca yılın yükünü kaldırıyor, hem de son 20 yılın en büyük ekonomik krizi döneminde. 15 yılda 2 kez küme düştü bu takım. Bu kadar laf etmediler. Yapıyı düzeltiyor, 3 maç üst üste kazansan daha mı iyi, hayır. Menfaati olanlar gitsin istiyor...
Bütün mesele her şeye rağmen her koşulda teslim olmamakta.. Unutmayın; Karşıyaka siyaset üstüdür. Bu kulübü seven ve destekleyenler, hangi siyasi görüşten olursa olsun Karşıyaka’nın bekası için görüşleri nettir. Karşıyaka sevgisi kırmızı çizgidir... O yüzden hiç vakit kaybetmeden ‘Karşıyakalıyım’ diyenlerin bugünden büyük bir kenetlenme hareketinin içine girmesi olmazsa olmazlardandır. Çünkü başka Karşıyaka yok...