Mehmet Çelik

Mehmet Çelik

bizans@gmail.com

Tüm Yazıları

Otomobil yarışları ve otomobillerden ilham alan pek çok saat var ama geçtiğimiz günlerde tam tersi oldu, ilk kez saatlerden ilham alınarak tasarlanan bir otomobil duyuruldu. Hatta 2 saniyede 100 kilometre hıza ulaşan bu yeni süper hızlı otomobilin adı bile saat meraklılarının çok iyi bildiği bir yüksek saatçilik terimi: Tourbillon.

Yaklaşık 5 milyon dolara satılacak Bugatti markalı otomobilin ana gösterge paneli tıpkı mekanik saatler gibi analog
tasarlanmış. Saat ustaları tarafından montajı yapılan 600’den fazla bileşen içeren hız ve devir göstergelerindeki ibreler de saatlerde kullanılan akrep ve yelkovan şeklinde.

Haberin Devamı

Tourbillon (Fransızca kasırga anlamına geliyor ve torbiyon diye okunuyor) 1795’te icat edilen 1801’de patenti alınan çok ilginç bir mekanizma. Tourbillon içeren saatlerde mekanizmanın kalbi olan eşapman kendi ekseni etrafında sürekli dönen bir kafes içindedir. Tourbillon ile amaçlanan saatin yatay veya dikey gibi farklı konumlarda bulunmasına bağlı olarak yerçekiminden kaynaklanan düzensizliklerin ortalamasını esas almak.

Milyonlarca dolarlık bir otomobile bir saat mekanizmasının adı verilmesinde Bugatti’nin resmi saat ortağı Jacob & Co.’nun bir payı vardır muhakkak ama başka sebepler de var. (Jacob & Co. kimilerine göre tarihin en rüküş, kimilerine göre en etkileyici saatlerini üreten marka ve en sık kullandıkları mekanizma ise tourbillon.)

Aslında tourbillon bir saati çok dakik yapmaz veya zannedildiği gibi yerçekiminin etkilerini de ortadan kaldırmaz yani hassasiyet açısından bilinen önemli bir faydası yok, üstelik aylarca süren gözlem ve ince ayar gerektirdiğinden bu tarz mekanizmaların çok azı kronometre sertifikası alabiliyor. Peki neden bu kadar çok rağbet görüyor ve neden 1980’lerden beri giderek artan sayıda üretiliyor? Çünkü tourbillon mekanizmalı saatler çok havalı.

Bugatti Tourbillon ve büyük yarış

Biraz geriye gidelim, eskiden otomat denilen hareketli figürler barındıran saatler üretiliyordu. Otomat saatlerde belirli aralıklarla çiçekler açar, kuşlar kanat çırpar ve öter, gemiler yüzer, ejderhalar ağızlarını açıp kapatır veya bir demirci örse vurarak zamanı bildirirdi. Bütün bu mekanik hareketler zamanı göstermekle doğrudan ilgili değildi ama izleyenleri çok etkiliyordu. Bu nedenlerle otomatlar her çağda kendine bir yer buldu. Günümüzde Jaquet Droz gibi markalar geçmişin ihtişamlı büyük otomatlarından gelen hünerini aynı şekilde kol saatlerinde de gösteriyor.

Haberin Devamı

İşte tourbillon tasarımları tıpkı bir otomat gibi dönüp durdukça büyüleyici görsel bir şölen sunuyor. Cep saatleri için düşünülmüş bir mekanizma olan tourbillon doğal olarak kol saatlerine de geçti fakat 1986’ya kadar kasanın içinde gözlerden uzaktaydı.

1985’te Svend Andersen ve Vincent Calabrese isimli iki saat ustası AHCI (Académie Horlogère des Créateurs Indépendants) isimli bağımsız saatçiler birliğini kurdu. 1986’da köklü Audemars Piguet firması Jacqueline Dimier tasarımı seri üretilmiş ilk otomatik tourbillon (Ref. 25643) saatini duyurdu. Aynı yıl 28 yaşındaki saat ustası Franck Muller de tek başına bağımsızların tourbillon barındıran ilk saatini piyasaya çıkardı ve gösterişli erkek saatleri çağını açtı.

Haberin Devamı

Bağımsızlarla kurumsal saat firmalarının çılgın yarışı işte böyle başladı.