Sağdan direksiyon cennetinde solda oturmak
Trafiğin soldan aktığı yani sağdan direksiyonlu otomobillerin kullanıldığı bir kentte, soldan direksiyonlu bir otomobil kullanmak zorunda kalsanız ne olur?
Soldan akan trafikte otomobil kullanmak için işin mantığını kavramak gerekiyor.
Aslında uçaktan inip de havaalanının kapısından çıkana kadar anormal giden bir şey yoktu. Hatta otoparkta duran otomobilin direksiyonuna geçtiğimde bile halen her şey normal gidiyordu. Ya da ben öyle sanmıştım... Zira telefon operatörümün mesajını okumamıştım henüz:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde trafik soldan akmaktadır. Can güvenliğiniz bizim için önemli olduğundan karşıdan karşıya geçerken önce sağ tarafı kontrol etmeyi unutmayınız. Güvenli seyahatler dileriz.”
Güzel bir incelik ama ben yürümeye değil, otomobil test etmeye gelmiştim! Dolayısıyla bu uyarının sadece “trafik soldan akmaktadır” tarafı beni ilgilendirirdi. Otomobilin direksiyonuna oturduğumda benim için pek de anormal bir durum yoktu. Direksiyon soldaydı ve ben de direksiyon başındaydım. Yani teorik olarak, her gün yaptığımdan farklı bir olay söz konusu değil! Eeeee?
Alışmak sevmekten zor!
İşte bu kısmı sormayın. Çünkü otoparktan çıkışta, ortada bulunan ilk döner kavşakta “hayatın gerçek tadı”nı bulmak üzereyken irkildim! Çünkü beynimin algı ayar düğmesi, halen normal İstanbul trafiği konumunda kalmıştı! Oysa şu an bendeniz “sağdan direksiyonlu otomobiller” cennetinde otomobil kullanmaktaydım. Üstelik de soldan direksiyonlu bir otomobil...
Aslında Kuzey Kıbrıs’ın soldan trafik ya da halk deyişiyle sağdan direksiyonlu olmasının nedeni, bundan bir asır önce adanın tamamının İngilizlere “kiralanmış” olmasından geliyor. Yani İngiliz tarzı, buranın trafik yönünün de belirleyicisi olmuş. Yavru Vatan’ın Türkiye bağlantısı bile burada trafiğin yönünü değiştirmemiş.
Bununla birlikte, anladığım kadarıyla KKTC, Türkiye’deki otomotiv endüstrisinin sağdan direksiyonlu araç üretimi deneyimi yaşamasında da etkili olmuş. Bir insanoğluna sağdan direksiyonlu Kuş Serisi ve Renault 12 Toros görmek ancak burada nasip olur. Ki bana olmuşluğu da vardır! Bir tek
bu kural, Anadol için geçerli değilmiş. Sayıları çok yüksek olmasa da normal soldan direksiyonlu otomobil ve kamyonlar mevcut KKTC trafiğinde.
Bir de soldan direksiyonlu otomobiliyle Türkiye’den buraya gelip uzun süre kalanlar var tabii...
Bu nedenle bir hayli kaza yaşanmış, yaşanıyormuş KKTC yollarında. Bunu duymuştum daha önceden de. Ve tüm bu bilinçli bilmişliğime rağmen, şu an soldan direksiyonlu otomobille test sürüşü yapmaya devam ediyordum.
Mantığını anlamak şart
Soldan akan trafikte otomobil kullanmak için işin mantığını kavramak gerekiyor, bu kesin! İster sağdan, ister soldan direksiyonlu araç kullanın...
Bir kere trafik soldan aksa da öndeki aracı geçmek için “sağlamak” gerekiyor! “Karşıdan gelen, sağdan gelecek” kuralını da kendinize ve beyninize de ezberletmeniz şart. Yoksa... Allah korusun! Ve bu çok önemli: Trafik göbeklerinden dönerken araçlar saat yönünde dönmek zorunda, bizdeki gibi saat yönünün tersine değil! Elbette araçların şoför mahalli sağdadır. Bu da bana... Çünkü benimki solda!
Tabii tüm bu saydıklarımı bir kenara bırakırsanız en çok zorlandığım yer, önümdeki aracı geçmek oldu. Çünkü ortadan bölünmemiş yollarda karşıdan gelen olup olmadığını anlamak için yanımda birinin daha olması gerekiyordu ve her defasında sormak durumundaydım. Allah’tan tek başıma değildim!
Bu tecrübe bana yeter
İkinci zorlandığım konuysa, elbette bir sokağa veya caddeye sapmaktı. Hele de sağa dönüşlerde! Hangi tarafta, şeritte kalmam gerektiğine ilişkin kafamda her defasında küçük bir simülasyon yapma ihtiyacı duydum, ne yalan söyleyeyim. Hoş İngiltere’de sağdan direksiyonlu
bir otomobil kullanırken de aynı simülatörden yararlanmıştım, yani bu konuda pratiğim vardı. Üstelik orada manuel vitesli bir otomobil kullanmıştım ve viteslerin yerleri soldan direksiyonlu otomobille aynıydı. Sanki İstanbul’da yolcu koltuğunda oturmuş da vitesleri sürücü değil ben değiştiriyormuşum gibi hissetmiştim!
Yaklaşık 100 km kadar kullandıktan sonra mola yerine varmayı başardık. İnanılması güç ama tek bir çizik ve vukuat olmadan hem de... Tabii araçtan iner inmez aklıma süper bir fikir geldi: “Hakancığım, otomobili sen test edemedin. Moladan sonra otele kadar kullanmaya ne dersin?”
Öyle de oldu zaten. Bu kadar macera ve tecrübe bana birkaç yıl yeter nasılsa!
HAFTANIN GÜZELİ
Haşin bakışlı yürüyen yumurta!
Günün birinde bana, “Otomobil dünyasını yürüyen yumurtalar işgal edecek” deseler, o zaman otomobil tutkumu sorgulamaya başlardım, emin olun. Düşünsenize, Bağdat Caddesi’nde altınızda böyle bir araç, kafanızda da fotoğraftaki gibi bir zımbırtı var. Çocuk bezi satışlarının söz konusu cadde boyunca zirve yapacağını garanti edebilirim. Nitekim görenler gülmekten altını kirletecektir! Allah’tan sadece bir fikir ve Koreli markanın “fikir olimpiyatları”nda ortaya çıkmış bir konseptten öteye gitme şansı pek yok... Peki ya olursa?
Sağlı sollu trafik
Dünyanın yüzde 34’ü sağdan direksiyonlu otomobiller kullanıyor. Üstelik ister inanın ister inanmayın, tekerlekli hayat soldan trafik akışıyla başlamış... Bir tutam ansiklopedik bilgi, bunu kanıtlıyor çünkü.
Efendim insanlar genelde sağ ellerini daha iyi kullandıklarından, kılıç ya da mızraklarını sağ elleriyle tutarlarmış. Bu yüzden de yolun solundan giderlermiş. Karşıdan bir düşman gelirse de salla kılıcı sağdan... Ancak at arabalarında sürücüler solda oturmaya başlayınca, bazı ülkelerde trafik sağdan ilerlemeye başlamış. Özellikle de Fransa’da. Çünkü Napolyon solakmış ve düşmanları solunda görmek istiyormuş. İngiltere soldan trafik için kanun çıkartırken, Avrupa’da da pek çok ülke bunu tercih etmiş. Denilen o ki, Avrupa’nın şimdiki gibi trafiği sağa çekmesinin mucidi Hitler olmuş. Çünkü o öyle emretmiş!
