Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD), otomotiv sektörüne yönelik politikalara katkı amacıyla Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ile birlikte bir rapor hazırladı. ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar, ODD Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce ve TEPAV Proje Koordinatörü Ozan Acar’ın katılımıyla tanıtılan rapor, Türkiye’de otomotiv sektörü ve dünyadaki yerine ilişkin ilginç veriler içeriyor.
Söz konusu rapora göre Türkiye, ortalama 29.3 yaş ile Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkeler arasında yer alırken, ortalama 16 yaş ile, araç parkı en yaşlı ülke konumunda bulunuyor. İngiltere’de nüfusun yaş ortalaması 40 civarındayken, araç parkının yaş ortalaması 7.5. Rapora göre 16 yaş ve üzeri araçlar, Türkiye’deki araç parkının yaklaşık yüzde 32’sini oluştururken, 20 yaşın üzerindeki araçların oranıysa tek başına yüzde 21’i buluyor.

Vergiler büyük engel
Araç parkının yenilenememesinin başlıca nedenleri arasında, yeni araç alımı ve kullanımı sırasında yüksek vergi maliyetlerinin olması sayılıyor. Nitekim , Türkiye, araçlar üzerinde doğrudan ve dolaylı vergi yükünün en yüksek olduğu ülkelerden.
Rapora göre örneğin net satış fiyatı 25 bin 835 TL olan 1. 6 lt motorlu bir otomobilin anahtar teslim satış fiyatı ise 43 bin 400 TL’yi buluyor. Bu otomobili satın alan bir tüketici, bu aracı kullandığı 5 yıllık süre içinde yakıt KDV ve ÖTV’si, Motorlu Taşıtlar Vergisi, kasko, Trafik Sigortası, muayene harcı ve bakım faturasına yansıyan KDV ve benzeri vergiler de dahil 41 bin 771 TL daha ekstra vergi ödemiş oluyor. Türkiye’de yeni satın alınan 1600 cc ve altındaki hacimlerde motora sahip otomobillerdeki vergi yükü yüzde 62’yi, 1.6 - 2.0 lt motor hacmine sahip otomobillerde de yüzde 112’yi bulurken, bu oranlar, dünyada otomobillerden yüksek vergi alan ilk 7 ülke arasında yer almamıza neden oluyor.

Hedeflerde ortak noktalar artmalı
ODD ile TEPAV’ın ortak raporunun, “Hedef ve Stratejiler” başlığı altındaki sonuç bölümüne göre de, hükümetin, “Otomotiv Sanayi Strateji Belgesi”, “10. Beş Yıllık Kalkınma Planı” ve “2023 Hedefleri”ndeki stratejileri konsolide etmesi yararlı olacak. Otomotive ilişkin 2023 Hedefleri’nde bu tarihe kadar yıllık 4 milyon adet üretim, 3 milyon adetlik ihracat ve 75 milyar dolar ihracat öngörülüyor. Bununla birlikte 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda 2018 yılı hedefi yıllık 1.5 milyon adetlik üretim ve 854 bin adetlik ihracata dikkat çekilmiş.

Ticarinin dünyada geleceği parlak, Türkiye’de sorunlu
Avrupa’nın en önemli hafif ticari araç üretim üssü konumundaki Türkiye’de, bazı uygulamalar ve yükselen vergi oranları nedeniyle söz konusu araçların satışında yaklaşık 1.5 yıldır düşüş yaşanırken, ODD ve TEPAV’ın ortak raporunda önemli bir vurgu yer alıyor.
Rapora göre bugün tüm dünyada 81.2 milyon adet olan binek otomobil üretimi 2028 yılında 78.6 milyona gerileyecek. Buna karşılık günümüzde 15.2 milyon adet olan hafif ticari araç üretimi de, 2028 yılına kadar 2 milyon adetlik artış kaydedecek.
Aynı raporda 2012 yılı itibarıyla dünya hafif ticari araç üretiminin yüzde 2.22’lik bölümünü gerçekleştiren Türkiye’nin, 2028’e kadar yükselecek olan bu pazardan pay alabilmek için mevcut hafif ticari üretim kapasitesini korumak, yeni model yatırımlarını çekecek şekilde iç pazarını canlı tutmak zorunda olduğuna da dikkat çekiliyor.
Rekabet gücünde sınır
Bununla birlikte Türkiye otomotiv endüstrisinin, ihracatını ve dünyadaki üretimden aldığı payı artırmak amacıyla yeniden ürün sınıflandırmasına gitmesi gerekiyor. Nitekim rapora göre Türkiye, silindir hacmi 1.000 cc’den ile 3 bin cc’ye kadar olan benzinli motorlu ve 1.600 cc’den küçük hacimli dizel otomobillerin üretiminde iyi bir konuma sahip.
Ancak yüksek vergi uygulamaları, dünya otomobil pazarındaki satışlarda önemli paya sahip 3 bin cc ve üzeri benzinlilerin yanı sıra 2 500 cc’ye kadar dizel motorlarla donatılmış binek otomobillerin Türkiye’de üretimini engelliyor. Bu da, yüksek potansiyele sahip söz konusu segmentlerde Türkiye’nin yeterince pay alamamasına neden oluyor.
Kısacası, Türkiye’nin küresel ticaret içinde önemli bir payı olan ve ihracat yapmadığı ürün gruplarında rekabet gücünü geliştirmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

İstanbul Park’ta bu kez de ‘ayak’ sesleri!
Türkiye’nin, Formula 1 takviminden çıkarılmasının ardından uzu süre sessiz kalan İstanbul Park Pisti’nde motor seslerinin yanında “ayak sesleri” de duyulmaya başladı.
Formula 1 pistinin işletmesini devralan Intercity, otomobiller ile ilgili farklı etkinliklere imza atarken, aynı zamanda bisikletçiler ve koşuya ilgi duyanlara da fırsat sundu. İstanbul Park’ın davetlisi olarak hafta sonlarında bu pistte koşu ve yürüyüş aktiviteleri düzenlemeye başlayan özel kulüplere üye sporseverler, “pist rekoru” kurmak amacıyla yarışıyorlar.
Pist, bunun için herhangi bir ücret almadığını belirtirken, yüzlerce amatör koşucunun katıldığı etkinlikler sayesinde, Formula 1 pistinde “ayak sesleri” duyuluyor. Etkinliğe aynı anda 600 civarında kişi katılıyor.

Petter Solberg geliyor...
Gelecek yıl pistin yeni etkinliklere ev sahipliği yapması da kesinleşti. Kamyon Yarışları ve Ferrari’nin F1 ve pist yarış otomobilleriyle düzenlenen yarış etkinliğinin yanı sıra 11-12 Ekim 2014 tarihlerinde ünlü yarışçılar da bu pistte olacak.
FIA Dünya Rallikros Şampiyonası dahilinde yapılacak ve gelecek yıl 12 farklı ülkede gerçekleştirilecek yarışların bir ayağı da İstanbul Park pistine alınırken, güçlü otomobillerin yarıştığı organizasyonda yarış severler, pek çok ünlü sürücüyü izleyebilecek.
2014’te ilk kez resmi olarak düzenlenecek olan şampiyonada, eski dünya ralli şampiyonlarından Petter Solberg de yarışacak. Bununla birlikte ünlü ve sürpriz isimlerin de bu yarışla birlikte Türkiye’de olması bekleniyor.

Maalesef başka örneği olmayacak!

Fransız üretici Citroen, kozmetik firması Benefit ile çok özel bir DS3 geliştirdi. İngiltere’de düzenlenen bir etkinlik için geliştirilen bu araç, 155 HP’lik DSport versiyonunu temel almış. Dışında Benefit markasının logosunun yanında pembe ve sarı bantlara, özel çizimlere sahip olan otomobil, beyaz ve pembe jantlarla donatılmış.
İç mekanı ise hayli ilginç. Pembe ve sarı çizgili İtalyan derisi koltukları olan otomobilin arka koltuğunda bolca yastık bulunuyor. İç mekanda pembenin hakim olduğu kaplamalar kullanılırken, ön koltukların arasına konulan bölüm, tam anlamıyla bir makyaj masasını andırıyor. Belki en ilginç detay ise, aracın orta konsolunun ortasına konulmuş, hayli süslü ve sabit makyaj aynası. Tabii bu otomobili beğenen kadın sürücülere kötü bir haber var: Maalesef dünyada bir eşi daha olmayacak!

Opel Mokka’da otomatik keyif
Opel’in kompakt SUV sınıfındaki temsilcisi Mokka, yeni otomatik şanzıman seçeneğiyle ve 63 bin 444 TL’den başlayan fiyatlarla Türkiye’de satışa sunuldu.
Türkiye’de 1.4 lt (140 HP) ve 1.6 lt (115 HP) benzinlinin yanı sıra 1.7 lt CDTI (130 HP) dizel motor seçenekleri, “Enjoy” ve “Cosmo” donanım paketleriyle satılan Mokka’da, otomatik şanzıman alternatifi de sunulmaya başlandı. Otomatik şanzıman, 1.4 lt 140 HP’lik benzinli motorla birlikte satın alınabilecek. 140 HP güç ve 200 Nm tork üretebilen turbo beslemeli 1.4 lt motora sahip Mokka’nın otomatik şanzımanlı versiyonu, önden çekişli olarak satılıyor. Aracın ortalama yakıt tüketimiyse, fabrika verilerine göre 100 km’de 6.8 lt.

400’ü satıldı, kaldı 50
VW çatısı altında yeniden doğan Bugatti, 2005’ten bu yana 400 adet Veyron üretti. Veyron ve bağlantılı modellerin üretimini 450 adetle sınırlayan Bugatti, böylece 50 adet sonrası mevcut Veyron’un üretimini bitirecek. Satılan 400. Veyron, 6 özel versiyondan oluşan “Les Legendes de Bugatti” (Bugatti’nin Efsaneleri) arasında yer alan bir Vitesse “Jean-Pierre Wimille” oldu. Bu seriye ait 1200 HP’lik Veyron’un fiyatı, vergi hariç 2.13 milyon euro.