Son günlerde piyasalarda oluşan bozulmayı kimi kendini liberal sayan kesim, kimi de dinci-muhafazakâr kesim Yargıtay Başsavcısı’nın AKP’nin kapatılması istemiyle açtığı davaya bağlayıverdi. Hatta bas bas bağıranlar var:
“Bak ne oldu, yazık değil mi bozulan istikrara! diye”. Utanmasalar 2007’nin düşen büyüme oranını da bu adamın sırtına bindiriverecekler.
Sanki ekonomide her şey güllük gülistanlıktı, bir anda savcının açtığı davayla her şey yerle bir oldu.
Son iki gündür piyasalar hareketli. Borsa canlandı. Dolar 1.34 YTL’den 1.29 YTL’ye düştü. Yani TL değer kazandı. Acaba Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatmayacağı yönde bir açıklamada mı bulundu, da biz duymadık! Kimse kimseyi aldatmasın; bu davayla piyasaların şu anda yaşadıklarının ilgisi yok denecek kadar.
Yabancılar henüz pek aldırmış değiller. Piyasaları asıl bozan küresel gelişmeler. Yatırım bankaları konut sektörü nedeniyle büyük darbe yedi. Türkiye de bundan fazlasıyla nasibini aldı. Çünkü Türkiye’nin dış açığı yıllardır çok yükselmişti. Yabancılar bunu aşırı riskli buluyor ve ürküyor.
Avrupalılar üzüldü mü, sevindi mi?
Nitekim önceki gün Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, piyasalarda yaşanan olumsuzlukların yüzde 70’ini dış etmenlere, yüzde 30’unun iç etmenlere bağlanması gerektiğini belirtmiş.
Bu arada kapatma davasına ilişkin AB’den mesajlar yağmaya başladı. Bu mesajlar demokrasinin önemini vurgularken Türkiye ile müzakere sürecinin baltaladığını da eklemeyi unutmuyor.. Sanki dava açılmasaydı Türkiye’ye kucak açacaklardı! Fransa ve Almanya Türkiye’yi nasıl bir bahaneyle dışlarız diye düşünürken anlaşılan biz bu davayla onları yorulmaktan kurtarmışız... Sıkıntıda olana yardım sevaptır! Yazın bunu Türkiye’nin sevap hanesine.
Özetle, sakın kimse piyasaların bu durumunu davaya bağlamasın! İçimden öyle bir şey geçiyor ki, AB temsilcileri “Sırf bu nedenden sizi almıyoruz” dese de, akabinde Anayasa Mahkemesi kapatma istemini reddetse. Bakalım o zaman Avrupalılar ne yapacak? Eminim bahaneleri ellerinden gittiğinden daha da sinirlenecekler.
Tutarlı ve samimi olmak
Bir siyasal partinin kapatılmasına karşı olmayı gerektiren ilkesel duruş, kapatılan tüm siyasal partilerin kapatılması süreçlerine tutarlı biçimde direnmeyi gerektirir. Bu konu oy oranlarıyla da ilgili değildir. O partinin fikirlerini beğenmekle de. Ne yazık ki, neoliberallerin bugün itibar görememeleri bu tutarsızlıktan kaynaklanıyor. Samimi olmak gerekir: Şimdiye kadar neredeydiniz?
Son iki gündür piyasalarda yaşanan iyileşmenin iki nedeni var: Birincisi, ABD’de yatırım bankalarının uğradıkları zarar 2008 yılının ilk çeyreğine de yansıdıktan sonra bir iyileşme süreci bekleniyor. İkincisi, zaten mali piyasalarda her kaybın ya da kazancın sonunda bir düzeltme vardır.
Bununla beraber, ABD’deki durgunluğun henüz başında olunduğunu kavrarsak, iki günde yaşananları abartmaz, bunun geçici olduğunu daha iyi kavrarız.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024