Hiç unutmam, İngiltere'de öğrenciyken yurdun karşısında bir telefon kulübesi bozuktu ve her gün Türkiye'yi beleşe arıyorduk. İngiliz bir arkadaşıma konuyu açtığımda, kendi evini de beleşe arayacağına, arızaya haber vermemiz gerektiğini söylemişti. Çünkü doğrusu, toplumsal sorumluluğu olan davranış oydu. Ülkemizde kaçak elektrik kullanımı çok yüksek. Yüzde 28'den daha aşağılara çekildiği için geçenlerde enerji bakanımız memnuniyetini ifade ediyordu. Kaçak elektrik kullanımının nedeni malum; gecekondulardaki yoksulluk nedeniyle beleşe elektrik kullanma. Ya bu arada yoksul olmadan kaçak elektrik kullananlar? Elektriği beleşe kullanınca sanki yoksulluk ortadan kalkıyor mu? Hayır. Ama sadece yoksullar mı kaçak elektrik kullanan? Birçok inşaat, ya da fabrika sahibi bile kaçak elektrik kullanıyor. Kamunun hizmetlerinden beleşe yararlanmayı bir tarafa bırakalım. Medya, toplumu eğitme konusunda ne denli duyarlı. Televizyon kanalları abur cubur programlarla ülkemizde abur cubur bir toplumsal anlayış yaratmadı mı? Ucuz mankenlerle şarkıcı bozuntularını ana haberlere alan bir anlayış yerleşti. Bu da elbette toplumsal sorumsuzluk.Vatandaş Nuri, kaldırımların bozukluğundan şikâyet eder. Ama arabasını kaldırımın üstüne çekmekten hiç hicap duymaz. Önünde durup trafiği sıkıştıran arabaya basar küfrü, bir işi olup yolda durduğunda ise arkadakinin kornasına "çatladın mı be adam!" der. Vatandaş Nuri devlete hep kızar. Sokaklar pistir, yollar bozuktur, hastaneler yetersizdir. Çocuğunu yollayacak ne doğru dürüst bir okul bulabilir, ne de doğru dürüst öğretmen. Ancak vergi zamanı geldi mi, vatandaş Nuri bu işlerin hepsinin vergilerle yapılabileceğini unutur. Sanki para gökten yağacak ve hizmetlerin hepsi oradan sağlanacak. Vatandaş Nuri aslan kesilir ve başlar yine devlete bağırıp çağırmaya. Elbette bir vatandaş olarak bize verilmiş hakları savunmamız gerekiyor. Özgürlüğü olmayan bir insan olabilir mi? Kölelik olur. Ancak bizi toplum içinde vatandaş yapan sorumluluklarımızı da unutmamalıyız. Daha uygar bir yaşantı için yurttaşlık sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Ama daha mutlu olmanın sırrını da unutmayalım, hoşgörü ve gelecekle ilgili iyimserlik. Vatandaş Nuri'ye herhalde bunları sık sık hatırlatmak gerekiyor. hgunes@milliyet.com.tr Vatandaş Nuri, hep haklarından bahseder: Ülkede demokrasi sorunu vardır, özgürlükler sınırlandırılmıştır, insan hakları yeterli değildir, vs. vs. hiç bitmez. Nuri bey hep şikâyetçidir! Ancak kimse de vatandaş Nuri'ye sorumluluklarını anımsatmaz... Oysa bizi insan yapan özgürlüklerimiz olsa bile, bizi yurttaş yapan da toplumsal sorumluluklarımızdır.