Petrol fiyatı 114 dolara düştü. Ama Türkiye için sorun sürüyor. Çünkü Türkiye enerji ihtiyacını büyük ölçüde doğalgaz ve petrolle karşılıyor. Petrolün de yüzde 92’sini ithal ediyor. Üstelik petrolün yüzde 40’ını, doğalgazın da yüzde 64’ünü bir tek Rusya’dan sağlıyor.
Son yıllarda bu bağımlılıktan kurtulabilmek için Türkiye bir sürü çaba gösteriyor. Bunlardan biri, içeride üretimi artırmak. Fakat bunun için de büyük paralar gerekiyor. Çünkü çoğu arama nafile harcamaya neden oluyor.
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için, Amerikan petrol devi Exxon Mobil’in ardından, Chevron da Karadeniz’de petrol aramak üzere TPAO ile yeniden görüşmeler içinde. Daha önce İngiliz petrol şirketi BP-Chevron ortaklığıyla arama yapılmış; olumsuz sonuç alınınca çalışmalara son verilmişti.
O arada Türkiye denizlerde aramalarıyla öne çıkan Brezilyalı Petro Brass ile anlaştı. Yine Amerika’nın ikinci büyük petrol şirketi olan Chevron (cirosu 211 milyar dolar) Van-Silopi bölgesinde ki son 2-3 yıldır hızlandırdı ve ilk kuyuyu açtı; 2009’da arama-üretime geçilmesi bekleniyor.
Dağıtım merkezi olmak
Bağımlılıktan kurtulmak için bir başka yöntem de petrol boru hatları. Türkiye bir ulaşım ve dağıtım merkezi olmaya, özellikle Karadeniz ve Akdeniz arasındaki bağlantıyı, Kafkaslardan boru hattıyla sağlamaya çalışıyor.
Örneğin, Doğu-Batı ekseninde geliştirilen Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı aynı zamanda Kuzey-Güney eksenini kapsıyor. Böylece Rusya da enerji kaynaklarını hem Avrupa’ya, hem de İsrail ekseniyle Doğu Asya’ya kadar pazarlayabilme şansına sahip oluyor. Bu noktada Rusya’nın önerdiği Mavi Akım 2 projesi de (Novorossisk - Samsun - Ceyhan-Aşkelon / İsrail) tekrar gündeme gelebilir. Bu hat da hem güvenlik hem de ticari açıdan diğer hatlardan daha iyi olabilir.
Öte yandan, Rusya’nın enerjiyi Çin’e satması için Rusya-Çin arasında düşünülen boru hattı (Doğu Sibirya’dan Pasifik Okyanusu’na) 4.104 km uzunluğunda olduğundan 11.5 milyar dolara mal olması tahmin ediliyor. Oysa Novorossisk limanıyla BTC (1.774 km, 4 milyar dolar) boru hattının bağlanmasıyla Rusya enerjisini çok daha kısa ve kârlı olarak pazarlayabilir.
Rekabet yerine iÅŸbirliÄŸi
Zaten BTC hattı tamamlandığı için kısa bir eklemeyle (1.336 km) Rusya hem Avrupa, hem de Doğu Asya’ya enerjisini pazarlayabilir. Kaldı ki, güvenlik açısından Afganistan ve Pakistan’ın durumu değerlendirildiğinde bu hattın çok daha güvenli olduğu da ortadadır. Kaldı ki, Pasifik boru hattıyla Rusya’nın Avrupa’ya enerji taşıması mümkün değilken, BTC ile hem Avrupa, hem de Doğu Asya’ya kadar mümkün olacaktır.
Sonuç olarak, Rusya’nın enerjisini İsrail, Akdeniz ve Doğu Asya’ya satabilmesinin en kârlı ve güvenli yolu Türkiye’den geçiyor. Bu durum iki ülkeyi enerji rekabeti yerine işbirliğine yöneltiyor. Öte yandan, Türkiye, Irak’tan Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı’nın tam kapasiteli olarak çalışmasını talep ediyor.
Ayrıca, TPAO’nun Irak’taki enerji ihalelerine davet edilmesi isteniyor. Yine Irak petrol ve doÄŸalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya açılması konusunda da görüşbirliÄŸine varılmış durumda.Â
Enerji politikasında geç kalan Türkiye şimdi çırpınıp duruyor. Rus cenderesinden kurtulmanın da tek yolu var; cesaret ve uzak görüşlülük.
Özay Åžendir
ÖÄŸretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
DışiÅŸleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceÄŸiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
ÖÄŸretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep AktaÅŸ
Her ÅŸey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali EyüboÄŸlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024