Türkiye AB tarafından yapılan haksızlıklara yıllardır karşı çıkmıyor. Gümrük Birliği sonrası dış ticaret dengeleri zarar görünce, bu AB fonları tarafından telafi edilecekti. Olmadı. İnsan hakları ihlallerine dayanarak bu fonlar engellendi. Şimdi artık o paraları da almamız mümkün değil. Çünkü geçmiş bütçelerde kadük oldular.Şimdi tam üyelik sürecinde alınabilecek fonlar var. Kaldı ki, bunlar Türkiye'nin hakkı. 17 Aralık 2004 zirvesi öncesi Die Welt isimli Alman gazetesi Türkiye'nin tam üyelikle 38 milyar euro, yani 47 milyar dolar bir yardım elde edeceğini yazmıştı. Daha mütevazi tahminler 14-15 milyar euro arasında değişiyor. Essen'deki Türkiye Araştırmalar Vakfının tahminlerini ise şöyle:AB bütçesinin şu anda yüzde 21'ini tek başına Almanya sağlıyor. Ardından Fransa yüzde 16,4, İtalya ve İngiltere yüzde 13'er, İspanya yüzde 8,5, Hollanda ise yüzde 5'lik katkıda bulunuyor. AB'de bütçenin neredeyse yüzde 40'ını sağlayan Almanya ve Fransa'nın borusu ötüyor. Ama ilginçtir, çok daha az katkıda bulunan Hollanda İspanya'dan daha etkili olabiliyor. Yeni üyeler hep koyduklarından fazla alıyorlar. (Ancak yanılmayalım; Fransa da tarım nedeniyle koyduğundan fazla alanlardan). Yeni üyelerden kimi kişi başına 200 euroya yakın (Malta, Letonya ve Litvanya), kimisi de bunun üçte biri kadar (Slovenya, Slovakya ve Macaristan) fon sağlıyor. Türkiye ise tam üye olsa ortalamanın üstünde; 133 euro elde edecek.Türkiye tam üye olsa AB bütçesine 2 milyar euronun altında bir katkıda bulunarak, tam 11 milyar euro elde edebilecek! Bu da net 9,1 milyar euro, ya da 11 milyar dolar demek. Yunanistan yıllardır 3 milyar euro kadar net gelir elde ederek bugünkü ekonomik düzeyine tırmandı.Türkiye hakkında oluşan dirençlerin ardındaki biri de elde edilecek bu kaynak. Ancak her yıl böylesi bir kaynak Türkiye'ye akarsa geçekten Türkiye'nin kalkınmasında önemli bir etki olur. Çünkü bu milli gelirin yüzde 3'üne yakın bir destek demek. AB ile nihayet müzakereler başladı. İlk sıralarda göreli olarak kolay konular var. Ancak daha sonra sıradaki zor başlıklar gündeme gelecek ve uyum konusunda ciddi sorunlar yaşanabilecek. Her başlık sonunda üye ülkeler müzakerenin tamamlandığına dair bir oylama yapacaklar. Bu da bir tek Türkiye için konmuş bir şart. Üstelik bu iktidar bunun sesssiz sedasız kabul etti. hgunes@milliyet.com.tr