Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şimdi Blair kaybettiği dış itibarını iki atakla telafi etmeye çalışıyor. Biri, Filistinin yeni lideri Mahmud Abbas ile önceki hafta Londrada düzenlediği konferans. Diğeri de yoksulluk konusundaki girişimleri. Blair, Filistin konferansında, oluşacak devletin ekonomisi, kurumları ve güvenliğiyle güçlenmesi gerektiğini belirtti. Ve bu çıkışı uluslararası camiada takdir topladı.Yoksulluk konusunda ise Blair kendi atadığı Afrika Komisyonunun son raporuna sahip çıktı. 461 sayfalık raporun en önemli tarafı, bazı Afrikalı liderlerin işbirliğiyle hazırlanmasıydı. Rapor ayrıca; 2010 yılına dek Afrikaya 25 milyar dolarlık ek bir yardım, daha sonra 2015 yılına dek tekrar bir 25 milyar dolarlık yardımla çok muhtaç olan ülkelerin borçlarının silinmesini öneriyordu.Bunun yanı sıra, yoksul ülkelerin çiftçilerine zarar veren tarımsal sübvansiyonların zengin ülkeler tarafından kaldırılması, çeşitli Afrika ürünlerinin ihracını zorlaştıran her türlü engelin ortadan kaldırılması da rapor içinde yer alıyordu. Her türlü denirken de bu, tarifelerin yanı sıra, üretim yeri, sağlık - güvenlik koşulları, ya da standartları gibi engelleri de içeriyordu.İlk bakışta tüm bu öneriler gayet makul görünebilir. Mesela tarımsal sübvansiyonların kaldırılması zengin ülkelerde günde 1 milyar dolarlık vergi tasarrufu sağlayabilir. Ancak bu en fakir değil, orta gelirdeki ülkelerin tarım ihracatına yarayacak bir önlem olur. Borçların silinmesi de, yolsuzlukların kol gezdiği ülkelerde yolsuzluğun artmasına neden olabilir. Nitekim Nijerya örneği ortada. Ülkenin kirlenmiş politikacıları petrol gelirlerini çarçur ettikleri gibi şimdi ödeyemedikleri 36 milyar dolarlık dış borcun ertelenmesini istiyor.Afrikadaki yoksulluk son yılların belki en önemli konusu. Dış basında şöyle deniyor: Para var, ilaç var, bilim var, ama insanlar hala hastalıktan kırılıyor ve ölüyor. Blair bu konuda G - 8 ülkelerini irade göstermeye davet ediyor.İyi de, yoksulluk sadece Afrikanın mı sorunu? Bazıları Batılı ülkelerde bile yoksulluk sorunu olduğuna işaret ediyor. Örneğin, geçen yıl İngilterenin tanınmış ekonomistlerinden Profesör Stephen Nickell (London School of Economics) bilimsel bir dergide (The Economic Journal) 1979dan bu yana İngilterede işsizlik, artan ücret farklılaşması ve sosyal ödemelerin enflasyona bağlanması sonucu yoksulluğun çok arttığını savunmuştu.Niteliksiz işgücüne olan talebin hızla düşmesi karşısında ortaya çıkan bu durumun telafisi de ancak eğitim, yeteneksiz çocuklara yardım, asgari ücretin yükseltilmesi, yahut da talep artırıcı politikalarla veya işsizlere yardımlarla sağlanabilir.Ya Türkiyedeki yoksulluk? Bu haftaki The Economist dergisi belirtiyor: Varlıklı bölgeler diğerlerinden 6 kat daha zengin. Belki Blair bir de bizim yoksulluğa el atar... hgunes@milliyet.com.tr İngilterede seçimler yaklaşıyor. Bu bizim açımızdan çok önemli. Çünkü mevcut başbakan Tony Blair Türkiyenin AB üyeliğinin çok önemli bir destekçisi. İşçi Partisine mensup Blair izlediği ABD yanlısı Irak politikası nedeniyle ülkesinde ve demokrat dünyada hayli yıpranmıştı.