Evet, Güneydoğu cayır cayır yanıyor. Ne terör ne de başka bir şey; Güneydoğu’daki yangının nedeni kuraklık. Köylü yanmış susuzluktan! GAP da tamamlanmadığı için bölge köylüsü neredeyse yaşama küsecek. Kimisi koyunlarını elden çıkaracak, kimisi de dayanamayıp belki tarlasını. Durum öylesine vahim! Bu yıl tarımsal maliyetler de çok yükseldiğinden köylü toprağa yatırdığını çıkaramayıp çok sıkıntı çekeceğe benziyor.
Yangın daha çok Urfa, Adıyaman, Diyarbakır, Mardin ve civarında hissediliyor. En çok da buğday üreticisini vuruyor. Çünkü sulu tarıma geçenler zaten buğdayın yanı sıra başka ürünlere kaymıştı. Üstelik buğdayda yetersizlik yapısal hale geldi.
Uzun yıllardan sonra geçen yıl Türkiye buğday ithal etmek zorunda kaldı. Çünkü köylü giderek daha az buğday ekiyor. Geçen yıl 50 bin hektar, yani 500 bin dönüm daha az buğday ekildi. Ve böylece son yıllarda buğday üretiminden çekilen arazi 1 milyon dönüme ulaştı.
Köylü buğday ekmiyor
Nitekim ABD Tarım Bakanlığı Türkiye’nin 2004 buğday rekoltesini 18.5 milyon ton öngörürken, 2005 yılı için 18, 2006 yılı için de 17 milyon ton öngörmüştü. Bu yıl için ise defterine 15 milyon ton yazmış. Bizdeki yetkililer ise buna katılmıyor.
Örneğin Ziraat Mühendisleri Odası bu yılki kuraklığa rağmen 18 milyon ton elde edileceği kanısında. Öte yandan, Türkiye Ziraatçılar Derneği bu yıl buğdayda yüzde 20’ye yakın bir üretim düşüşü bekliyor. Kaldı ki, iç Anadolu’da kayıplar yüzde 70’lere dayandı bile.
Ortalama verimin bu yıl dekar başına 217 kilo buğdaydan 190 kiloya düşeceği düşünülüyor. Aslında bu rakamlar komedi gibi. ABD’de buğdaydaki verim neredeyse dönüm başına 1 tonu buluyor. Bizdeki çiftçi işte bu nedenle, maliyetini bile çıkarmakta zorlanacağı için, daha çok sarsılıyor.
Dünyada bir yandan üretimde azalma olurken, diğer yandan da üretilen hububat gıda dışında kullanılıyor. Yetersizliğin bir başka nedeni de bu. Ve tabii fiyatlar da hızla yükseliyor. 2005 yılında buğdayın tonu 154 dolardı. Geçen yıl 209 dolara çıktı. Bu yıl ise aldı başını yürüdü. Kalitesine göre değişmekle birlikte buğdayın tonu 350 dolar ile 530 dolar arasında değişiyor.
Güneydoğu yanıyor!
Kuraklığa karşı yapılacak şey yok sanılmamalı. Tarımın iklim şartlarına bağlı kalması aslında bir kader değil. Sulama sistemlerinin kurulma nedeni de bu. Gerçi küresel iklim değişiklerinin tarım üzerindeki etkilerinden savuşturmak kolay değil. En azından ülke düzeyinde ve kısa vadede.
Kısa vadede belki tarım sigortaları yaygınlaştırılabilir. Nitekim TARSİM Genel Müdürü Bülent Bora geçen yıldan çok daha fazla sigorta yapıldığını açıkladı. Öte yandan, yapısal sorunları çözmeden kalıcı bir verim sağlamak da olanaksız.
Pekiyi Güneydoğu’da köylü kuraklığın ateşinde yalnız başına yanmaya mı bırakılacak? Hükümete sormak lazım: Diyarbakır’da telkinle açıklanan paketin içinde bu konu neden yoktu? Hükümet yasadışı dinlemelere izin vereceğine çiftçinin haykırışına kulak vermeli.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024