Ardından ABD'nin en hızlı gelişen eyaletlerinden birine gittik: Atlanta. Gerçi yakın eyaletleri de ziyaret ettik, ama Atlanta en çok zaman geçirdiğimiz yer oldu. Daha yirmi yıl önce 800 bin olan Atlanta'nın nüfusu bugün 4.5 milyona dayanmış. Yani inanılmaz bir hızla gelişiyor. Bazı büyük kuruluşlar merkezlerini Atlanta'ya taşımışlar. Çünkü özellikle Latin Amerikalı göçmenlerin yoğun olması nedeniyle işçilik göreli olarak ucuz. Ancak Bodrum gibi ülkemizde hızlı gelişen merkezlerin aksine Atlanta'da müthiş bir planlama gözleniyor. Arsalar, projeler tamamlanıyor, sonra yapılaşma gelişiyor. ABD'ye her gidişimde televizyon programlarına bakar, ne denli onlara benzediğimizi görürüm. Eğitici programların neredeyse yok olduğu, hal böyle olunca kamuoyunun çeşitli konularda mantıklı bir görüşü ya da yargısı da oluşmuyor. ABD'de halkın çoğunluğu Dışişleri Bakanı'nın, ya da Bush dışındaki çoğu yöneticinin isminden bihaber. Daha olumsuzu; Irak'ta savaşta olduklarını, hatta kiminle savaştıklarını bile bilmeyen insan sayısı azımsanmayacak kadar bol. Bu arada Amerikan ekonomisine gelince. Mali piyasalarda son zamanlarda iki gelişme izleniyor. Birincisi, ABD Hazinesi'nin 10 yıllık tahvilleri epeyce satış yedi; faizi 4.33'e dayandı. Bu, ABD Merkez Bankası FED'in ABD'deki canlanmayı izlediği anlamına geliyor. Ancak iki bu tahvilin yakın dönemde ulaştığı noktalar gözden kaçırılmamalı. Bu tahvilin faizi 4.8'lere kadar dayandığı gibi, fiyatı yeniden yükseldiğinde 3.8'lere dek düştü. Demek ki, hâlâ orta bir noktadayız. Yine bir başka gelişme, paritedeki hızlı oynaklık. Avro ve dolar sık sık ancak dar bir bantta değer değiştiriyor. Bunun bir etmeni Çin'deki sınırlı revalüasyon, bir diğeri ABD ekonomisine ilişkin beklentiler, nihayet bir diğeri de petrol fiyatı. Çin'deki revalüasyonu devede kulak olarak değerlendirmek gerek. Bu kimseyi doyurmaz. Anlaşılan Çin sadece üstündeki dış baskıyı savuşturmak için bu sınırlı ayarlamayı yaptı. Ama yine de doların bir miktar değer yitirmesine neden oldu. Petrol fiyatlarına da akıl sır erdiren varsa beri gelsin. Bir zamanlar New York'un NASDAQ borsasında böyle bir balon oluşmuş sonunda hızla çökmüştü. Bu gerçek hiç unutulmamalı. Petrol fiyatlarının geldiği bu yüksek düzey gerek ABD ekonomisinin, gerekse diğer gelişmiş ekonomilerin büyüme oranlarının düşeceği anlamına geliyor. Mesela Çin'in yuanı değerlendirmesine rağmen, ABD'de ikinci çeyrek büyüme düzeyi beklentilerin altında, yüzde 3.4 olarak gerçekleşti.İlginçtir, her yurtdışına çıktığımda Türkiye'de bir anormallik olurdu. Bu kez olmadı. Anormal olan, sanıyorum bu oldu. hgunes@milliyet.com.tr Uzun bir tatilden sonra yine birlikteyiz. Tatilde önce üst kesimin mekânı Bodrum'a uğradık. Bodrum neredeyse tam bir metropol olmuş. Özellikle Türk vatandaşlarının rağbet ettiği bu mekâna belli bir tarihte 1 milyona yakın insan üşüşüyor. Bu denli büyüyen bir yarımadayı bu nedenle ayrı ve toplu bir yönetime bağlamak daha doğru. Hem gelişmenin planlanması, hem de belediye hizmetleri bakımından. Üstelik Bodrum'da yapılaşma hâlâ sürüyor ve pek de düzenli değil.