Aslına bakarsanız TAM demek, Faruk Şen demek. Prof. Dr. Şen sanki hayatını bu merkeze vermiş. Tam 20 yıl önce TAM'ı kurmuş. Ve onu Almanya'da göçmen Türklerin sorunlarını bilimsel olarak inceleyen yegâne kurum haline getirmiş. Böylece çok bilinen ve güvenilen bir kuruluş olmuş TAM. Kendisini kutluyoruz. Geçen hafta bir gazeteci grupla birlikte Essen'deydik (Almanya). Essen'de tam 20 yıldır harıl harıl çalışan Türkiye Araştırmalar Vakfını (TAM) üç gün boyunca Hürriyet'ten Yalçın Doğan ve Yalçın Bayer, Sabah'tan Yavuz Donat, Akşam gazetesinden Şakir Süter, HaberTürk'ten Taki Doğan, Posta'dan Yazgülü Aldoğan ve Finansal Forum'dan Jale Özgentürk'le tavaf ettik. Keyifli bir üç gündü. Çok ilginç gözlemlerimiz oldu. Essen'e varır varmaz, Faruk Şen bizi bir sanayi kenti olan Bochum'a taşıdı. Malum, Ruhr Almanya'nın ağır sanayi merkezi. Ancak burada ağır sanayi hizmet sektörüne dönüşmüş. Mesela demir-çelik üretiminin durdurulması karşılığında AB buraya tam 3,5 milyar euro akıtmış. Bochum'da bunun bir örneğini gezdik; bir demir-çelik fabrikası kültür merkezi haline getirilmiş. Para da AB'nin bölgesel kalkınma fonlarından sağlanmış. Merkeze girdiğinizde etrafınızda hâlâ bir fabrika havası gözleniyor. Ama içine tam üç gösteri alanı sığdırılmış.Bu hafta bu merkezde "Melez 05" isimli bir festival başlıyor. Dünyanın dört bir yanından, farklı kökenlerden gelen insanlar yeni bir kültürü oluşturuyor. Bu da "melez" bir kültür. Ancak festival kapsamında göç alınan ülkelerin temsilcileri değil, göçmen olup zamanla Almanyalı olan ailelerin çocukları da katılıyor. Tanıtım gününde Günfer Gölgeçen isimli tiyatro sanatçısının kendisini tanıtırken "Göç kökenli bir Almanım" demesi, üçüncü nesil birinin nasıl entegre olduğunu gösteriyordu.İkinci gün Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Meclisi'nde TAM'ın 20. yıldönümü kutlaması yapıldı. TAM kurulduğundan bu yana tam 170 araştırma yapmış. Yani hemen hemen her ay bir araştırma yayımlıyor. Bu inanılmaz bir performans! Konular ekonomi, sosyal bilimler ve göç üzerine odaklaşıyor. Son zamanlarda daha çok üç alanda araştırmalar yapılmış: işsizlik, AB'nin yeni komşuları ve İslam. Kültür merkezi olmuş Son gün Türklerin toplam nüfusun yüzde 13'ünü oluşturduğu Duisburg kentinde Türk işadamlarıyla bir sohbet yaptık. Kentin bir diğer özelliği de artan işsizliğin dışarıya göçe neden olması.. Duisburg'daki Türklerin yüzde 4'ünün işveren olması. Türkler Almanya'da işçilikten kurtulmak istiyor. Ancak hizmet verdikleri kesim hâlâ Türkler. Üstelik çapları da esnaflığı, ya da küçük ticareti pek aşmıyor. Oysa daha büyük ve Türkleri aşan işadamlığı şart.TAM'ın bu yıldönümü Almanya'daki seçimlerin hemen ertesine rastlaması bir fırsat oldu. Malum bu seçimlerde Türkler önemli bir faktördü. Fakat Türkler siyasette yeterince etkili değil. Bu seçimlerde de katılımları yetersiz kalmış. Oysa; bırakın seçen olmayı, artık Türkler seçilen olmaya bakmalı.Almanya'da son akşam Fenerbahçe-Schalke maçını bir Türk kulübünde izledik. Anladım ki, Türklerin Alman toplumuna entegre olması biraz hayal. Aksine bunun gerçekleşmemesi için çaba gösteriyorlar. Almanya'da okuma yazma bilmeyen Türkler bile var. Eğitim düzeyinin çok aşağılarda olduğu Türkiyeli göçmenler arasında işsizlik oranı da Almanlara göre 3 kat daha fazla.TAM, 20 yıldır ekonomide, siyasette ve kültürde geri kalmış bir azınlığı araştırıyor. Zor iş doğrusu. hgunes@milliyet.com.tr İşçilikten kurtuluş