Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Enflasyonun düşürülmesi ekonomi biliminin belki tarihsel olarak en büyük uğraşısı. Literatürde en çok bu konu var. İnsan haliyle merak ediyor: Acaba enflasyon olgusu bazı yanlışların sonucu mu, yoksa ekonominin doğal bir gerçeği, hatta yönelimi mi? Gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun daha yüksek olduğu biliniyor. Nedeni ise demografik değişimle talebin daha canlı olması. Tutucu ekonomistler bunu kötü politikacıların kamu kaynaklarını popülistçe savurmasına bağlasa da, bu tam doğru değil. Aslında yetersiz olan kamu kaynakları.Gelişmekte olan ülkelerde kamu kaynakları yetersiz, çünkü kişi başına düşen gelir çok düşük. Nereden vergi toplayacaksınız da bununla kamu hizmeti sağlayacak, ya da altyapı yatırımları gerçekleştireceksiniz? Bu ülkelerde harcamalar bütçe açıklarıyla finanse ediliyor, yani borçlanılıyor ve bu da enflasyona neden oluyor. Ancak unutulmaması gereken bir konu var; bu açıklar enflasyona neden olsa da hiç olmazsa belli bir süre ekonomik büyüme hızlanıyor. Fakat sonra enflasyon kontrolden çıkınca büyüme de boğulup kalıyor. Diğer bir deyimle, enflasyonun belli bir düzeyde tutulması şart. Yani kantarın topunun kaçmaması gerek. Çünkü enflasyon cebri tasarruf (forced-saving) dediğimiz mekanizmaya yol açıyor: Reel ücretler düşüyor, tasarruf yapan kesimin refahı artıyor ve bu da yatırımları artırıyor.Ancak enflasyonla elde edilen bu tasarrufun yatırıma dönüşmesi, kamudaki yatırımların da üretkenliğinin yüksek olması gerek. Yani hükümetler popülistçe para saçmamalı, elde ettikleri parayı üretkenliği yüksek alanlara yatırmalı. Bildiğimiz Keynezyen yaklaşım. Peki, bizim için daha yüksek bir büyüme getirecek olan enflasyon yüzde 3 mü, yüzde 10 mu, yoksa 25 mi olmalı?.. Öncelikle, iki haneli enflasyonların büyümeyi boğduğunu (galloping inflation) unutmayalım. Yüzde 10'a yaklaşan enflasyon oranları tehlikelidir. Her an elden çıkabilir. Bizim burada iddiamız, sıfır enflasyon elde etmek için yapacağımız çabanın, yani uygulayacağımız sıkı para ve maliye politikalarının, ekonominin kendi iç canlılık dinamiklerini bastırabileceği endişesi. O kadar.Üstelik, bu tartışmaya biraz erken girdiğimizin bilincindeyiz. Bu tartışma olasılıkla birkaç yıl sonra gündeme gelecek. Kaldı ki, AB'ye tam üye olmaya çalışan Türkiye'nin başka bir şansı da yok. Enflasyon oranı AB ortalamasına çekilmeli. hgunes@milliyet.com.tr Bu yıl enflasyon hedefi yüzde 8'di. Gelecek yıl yüzde 5 olacak. Bu yılki hedefin tutacağı şimdiden belli. Zor da olsa gelecek yıl enflasyon hedefi tutabilir. Ancak sonra ne olacağı merak konusu. Olasılıkla Merkez Bankası AB ülkeleri gibi daha düşük hedeflere yönelecek. İlk önce yüzde 3, sonra daha az. Nihayet sonunda sıfır enflasyon gündeme gelecek. Ancak bu çok tartışılacak. Peki, sıfır enflasyon mümkün mü? Ya da olumlu mu?