Almanya'nın iki temel sorunu var ve bunların beraberce çözümü çok zor. Biri adeta kronikleşen yüzde 10'luk işsizlik. Diğeri de çok büyük boyuttaki kamu açığı. Bu açığın da temel olarak nedeni, sosyal güvenlik sistemindeki gedik.Almanya'da bütçe açığı 40 milyar euroya yakın. Ancak vergiler de çok yüksek. Vergilerin yüksek olması yerli sermayenin dışarıya kaçmasına neden oluyor. Koalisyon protokolü bir yandan mali disiplini öngörürken, diğer yandan da bu vergileri düşürmeyi hedefliyor. Nüfusun giderek yaşlanması sonucu sosyal güvenlikte yaşanan sorunlar malum. Nitekim, emeklilik kesintileri bundan böyle yüzde 19,5 değil, yüzde 20 olacak. Yine ev alırken borçlanılan kredinin faizi vergiden artık düşülemeyecek. Hepsinden önemlisi KDV 2007 itibariyle yüzde 16'dan 19'a çıkacak. Protokolün bu yönleri daha çok sosyal demokratları ferahlatmış görünüyor. Elde edilen bu 24 milyar euroluk gelirin 8 milyarlık kısmı işsizlik sigortasındaki 2 puanlık indirimi finanse etmesi bekleniyor. Fakat sigorta primindeki bu marjinal artışın işsizliği indireceğini düşünmek saflık olsa gerek. İşsizliğin azalması için, Almanya daha güçlü bir dış talep ve iç taleple karşılaşmalı. Öncelikle de euro değer kaybetmeli. Protokolün bir de CDU'nun tabanına yönelik kısmı var. O da orta ölçekli işadamına sağlanan kaynaklar. Bütçeden bu tür işletmelere tam 25 milyar euroluk bir kaynak ayrılacağı protokolde hükme bağlanmış. Böylece işletmelerin istihdam düzeylerini artıracağı ve bunun da işsizliği azaltacağı tahmin ediliyor.Protokolde yer alan bir başka husus da işyerlerinde elemanların deneme ve işten çıkarma süresini 6 aydan, 2 yıla çıkarılması. Böylece yeni işe girecek olanların, ilk iki yıl içinde her an işlerine son verilebilecek. Yani emek piyasasının esnekleşmesi hedefleniyor. Öte yandan, emeklilik yaşının 67 yaşına çıkarılması planlanıyor. Buna göre; Almanya önümüzdeki dört yıllık süreçte işsizliği azaltıp, emeklilik yaşını artırarak emeklilerin getirdiği yükü ileriye atmayı planlıyor. Ayrıca sağlık konusunda da harcamaları kısıtlıyor. Kısacası, protokol sosyal devlete ciddi bir darbe vuruyor. Ama başka da çare de yok.Koalisyon hükümetinin ne kadar süreceği en fazla tartışılan konular arasında: Angela Merkel, başbakan olarak bu zor koalisyonu sürdürebilir mi?.. Bizce çok zor. Çünkü hem Merkel'in karizması ve deneyimi eksik, hem de Almanya'nın sorunları kolay çözülecek cinsten değil. Çözüm için ağır sosyal ve siyasal maliyet ödemek gerek. Bunun için de güçlü bir tek parti iktidarına ihtiyaç var. hgunes@milliyet.com.tr Nihayet Almanya'da dört haftadır süren koalisyon görüşmeleri sonlandı ve Muhafazakâr CDU lideri Angela Merkel başbakanlık koltuğuna oturdu. Koalisyon müzakereleri tam 40 kişilik bir heyetle yapıldı ve ortaya 200 sayfalık bir protokol çıktı. Buna bakıp da işlerin çok somut hale geldiği, koalisyonun bu hedefler çerçevesinde daha rahat hareket edeceği düşünülebilir. Ancak sağ ve solun yan yana geldiği DYP-SHP koalisyonu da böylesi bir büyük protokol müzakeresiyle başlamış, sonra çıkan protokol rafları süslemişti.