Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bölgede Kuş Cenneti'nin olması dolayısıyla bu virüsü (H5N1) göçmen kuşların getirdiği sanılıyor. İşin asıl kaygı veren tarafı ise, ülkenin büyük tavuk çiftliklerinin bu bölgede yer alması. Diğer bir deyimle, salgın hastalığın tüm tavukçuluk sektörünü vuracağı görülüyor. Aylardır Avrupa'da kuş gribiyle yatılıp kalkılıyor. Önceki gün Avrupa Komisyonu Türkiye'den kanatlı hayvan ithalatını yasaklayınca, Tarım Bakanlığı da Manyas bölgesindeki tavuklarda kuş gribi virüsüne rastlandığını açıklamak zorunda kaldı. Yani böylece kuş gribiyle (avian ya da hava gribi) tanışmış olduk. Tavukçuluk ülkemizde zaten pek kârlı bir sektör değil. Çoğu firma borçlu. Maliyetler yüksek ve satış fiyatları da oldukça düşük. Böylesi salgınlar da üreticileri resmen mahvediyor. Hastalığın yayılmasıyla tavuk eti talebinde bir düşüş olacağı kesin. Ramazanda böylesi bir talep düşüşü elbette can yakacaktır. Üstelik birçok tavukçu mevcut stoklarını itlaf etmek zorunda kalacak. Kaldı ki, tavuğu hastalıklı olmayan üretici de fiyatların aşağı düşmesinden zarar görecek. Kısacası, zarar çifte olacak. Gerçi sektörün darbe yemesi başka sektörleri pek etkilemeyecektir. Çünkü tüm ekonomi içinde bağlantıları zayıf olan sektör tavukçuluk. Kuzey Ege ve Marmara'da bazı üreticiler sıkıntıya girer, ama bu sınırlı kalır. Tabii hastalık başka bölgelere sıçramazsa. Mamafih sıçrasa da yine tüm ekonomi etkilenmez. Tavukçuluktan daha önemlisi insan sağlığı. Asıl üstünde durulması gereken nokta da bu. Yani, hastalığın insanlara yayılma riski. Çünkü eğer hastalık insanlara yayılırsa her şey olumsuz yöne gidebilir. Unutmayalım, meşhur 1918 gribinde 50 milyona yakın insan ölmüştü. Gerçi bu gribe yakalanan her insanın ölmediği biliniyor. Ancak virüsün insan üzerinde mutasyon yoluyla yayılması, önlenmesini çok zorlaştırıyor. Gereksiz darbe yiyecek Öncelikle, kamuoyunu derhal ve doğru biçimde bilinçlendirmek gerekiyor. Mesela, hastalık tavuğun yenilmesiyle yayılmıyor. Çünkü virüs tavuğun midesinde oluşuyor. Tavuğun ölüsünün bir süre sonra koklanmasıyla hastalık bulaşabiliyor. Kısacası, asıl tehlike bu tür kanatlı hayvanlarla temasta. Özellikle hastalık tavuk dışkısının kurumuş halinden koku yoluyla geçiyor. Buna rağmen, paniğe de gerek yok. Hastalık o denli öldürücü değil. Dünya Sağlık Örgütü'nün raporuna göre 2004 yılından bu yana dünyada bu hastalıktan sadece 115 kişi ölmüş. Bunun da yarısı, Kamboçya, Vietnam Endonezya ve Tayland'da.İlk 1997 yılında Asya'da görülen bu virüse karşı alınacak türlü önlem var. AB ülkeleri yıl başından bu yana bu konuda sürekli tedbir alıyor. İngiltere'de hükümet 15 milyona yakın anti-viral ilaç, 3 milyona yakın da aşı satın aldı. Yani kimse boş durmuyor. Bizde Sağlık Bakanlığı ne yapıyor, bilmiyoruz. Ancak süratle hareket edilmezse, kuş gribi yüzünden insanlarımız hastalanabilir ve kaybedilen insan sayısı da artabilir.İnsan sağlığından daha değerli bir şey olmadığı düşünülerek, ekonomik hesapların buna göre yapılması gerekir. Unutmayalım, hastalık öldürmez, eksik tedbir ve yanlış tedavi öldürür. hgunes@milliyet.com.tr Hangi tedbirler alınıyor?