Üstelik krizde birçok vatandaş yerle yeksan olup perişanken, döviz tasarrufu olanlar kasılıp duruyordu. Gerçi 2002'den beri de onlar perişan oldu. Enflasyon düştükçe ve güven sağlandıkça, hepsinden önemlisi kamu borcu düştükçe ve reel faizler indikçe, dövizden kaçış sürecek. Geliri döviz olanların başında ise ihracatçılar geliyor. Sonra turizmciler. Yine yurtdışında gelir elde edenler ya da yurtiçinde dövizle maaş elde edenler de kurdan şikâyetçi. Bir ara uyanıklık yapıp evlerini ya da ofislerini dövizle kiraya verenler de ikide bir kurun yükselmesi hesabını yapıyor. Ancak ne yazık ki, bir türlü hesaplar tutmuyor.Merkez Bankası da kurdan şikâyetçi olsa gerek ki, yılbaşından bu yana piyasadan tam 18 milyar dolar çekmiş. Ama yine de bir türlü kuru kıpırdatamadı. Üstelik aynı dönemde cari işlemler tam 16,4 milyar dolar açık verdi. Bu da şu demek: Bir yerden 35 milyar dolara yakın para 9 ayda akmış. İnsan şaşırıyor: Nereden? Ya son 4 yılda oluşan 41 milyar dolarlık cari işlemler açığına ne demeli?..Rakamlar ortada. 2004 yılı sonunda ülkedeki sıcak para stokunun (yani yabancılara ait hisse senetleri, çeşitli devlet iç borçlanma senetleri ve her türlü mevduat ile yurtdışından yapılan her türlü kısa vadeli borçlanmanın ödemeler dengesindeki net hata/noksan kalemiyle birlikte) 42 milyar dolar olduğu biliniyor. Eylül sonu itibariyle ise bu rakam 60 milyar doları aşmış. Yani tam 18 milyar dolarlık sıcak para girişi olmuş denebilir. Merkez Bankası'nın da çektiği tam bu kadar. Yani MB sıcak parayı sterilize ediyor. Döviz kurunun düşük kalmasından dolayı elbette mutlu olanlar var. Ancak bu iyi bir şey değil. Bir mal ya da sermaye ne çok düşük değerde olmalı ne de çok pahalı. Döviz kurunun düşük kalmasından ötürü şikâyetçi olan iki kesim var: Birincisi, geliri döviz olanlar; ikincisi, döviz tasarrufu olanlar. Tasarrufları döviz olanlara pek acımamak gerek. Birincisi, ülkesinin parasına güvenmeyip başka para birimine yatırım yapanlar o paranın devletinden hesap sormalı. Ancak yine de ortada 16 milyar dolarlık bir finansman büyüklüğü, ya da döviz girişi gerekiyor. Ki kur aynı yerde kalsın. Bunun bir kısmı doğrudan yatırımlar, bir kısmı da dövizden TL'ye dönen tasarruflardan kaynaklanıyor. Ama yine de her ikisinin toplamı 16 milyar dolar etmez. Demek ki, geri kalan yurtdışından gelen emlak alımları ve uzun vadeli borçlardan kaynaklanıyor. Kısacası, oluk oluk döviz akıyor, kuru değerli hale getiriyor. Bu da ithalatı azdırarak cari işlemler açığı yaratıyor. MB'nin aldığı döviz de kuru oynatamadığına göre ne yapılabilir? Döviz talebi nasıl artacak, ya da döviz arzı nasıl düşecek? Yarına... 16 milyar dolar etmez (US Dolar mn) 2003 2004 Ağu.05 Eyl.05 Eki.05Yabancı 18.316 31.631 44.313 48.052 47.441Hisse senetleri 8.954 15.408 23.540 26.344 25.200Senetler 6.428 12.484 16.700 17.938 18.154 Endeksli bonolar 3.625 9.662 13.840 14.835 15.052 Eurobond & İskontolu bonolar 2.803 2.822 2.860 3.103 3.102Mevduat 2.934 3.739 4.073 3.770 4.087 FX 2.720 3.274 3.548 3.222 3.360 YTL 214 465 525 546 727Yerli 9.915 10.309 11.759 12.152 Bankaların kısa vadeli borçları 5.320 8.766 10.298 10.412 Diğer kısa vadeli borçlar 1.595 1.543 1.461 1.740Net hata & noksanToplam sıcak para 25.231 41.940 56.072 60.204 hgunes@milliyet.com.tr