1993 yılında DYP-SHP koalisyonunda rahmetli Erdal İnönü’nün ekonomik işlerden sorumlu başdanışmanıydım. O sıralarda Başbakan Demirel’in isteği üzerine bazı popülist uygulamalar yürürlüğe giriyordu. Biri, küçük köylünün kredi borcunun affıydı. Bir diğeri, tahsil edilemeyen vergilerin faizlerinin düşülerek anaparasının kurtarılmasıydı. Nihayet sonuncusu da erken emeklilikti. Üçüne de farklı gerekçelerle karşı çıktım.
Kredi ve vergi afları ahlaki çöküntü yaratacak, kimse vergisini ya da kredisini ödemeyecekti. Erken emeklilik de saçmalıktı. Erdal İnönü beni ikna etmek için genç işsizliler ordusuna dikkat çekmek istedi.
İnsanlar emekli olmalı ki iş bulamayan gençlere iş olanağı açılsın diyordu. Oysa bu sefer insanlar çok gençken aktif hayattan çekilecek, üstelik sosyal sigorta sistemi de çökecekti.
Diploma iş bulmaya yaramıyor
Zamanla kaygı duyduklarımız başımıza geldi. Sosyal sigorta sistemi büsbütün açmaza girdi. Öteden beri avunduğumuz nüfusun genç olmasının pek de avantaj olmadığı ortaya çıktı. (Sadece henüz Başbakan Erdoğan farkına varmadı). Daha da önemlisi, bu nüfusun (özellikle eğitim düzeyinin düşük olmasının) Avrupa’ya girmede bir avantaj değil, ürkütücü bir yük olduğu ortaya çıktı.
Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Nurhan Yentürk bu konuda yaptığı bir araştırmayı geçen ay yayımladı. Türkiye’de gençlerin, 15-24 yaş grubu için işsizlik oranı yüzde 20. Tarım dışı işsizlik rakamları dikkate alındığında, 15-19 yaş grubu için yüzde 22.5’e ve 20-24 yaş grubu için yüzde 23.8’e yükseliyor. Türkiye’de en yüksek işsizlikse yüzde 28 ile tarım dışı genç kadınlarda görülüyor.
Türkiye’de genç işsizliği uzun yıllardan beri yetişkin işsizliğinin en az iki katı. Üstelik 18-24 yaş grubundaki işsizlerin yüzde 18.5’i üniversite mezunu. Yani AB’de olduğu gibi eğitim düzeyi yükseldikçe iş bulma kolaylaşmıyor.
Hatta aksine. Bu da gösteriyor ki, genç işsizliğini azaltmak için Türkiye’de yeterli politikalar uygulanmıyor. Yentürk bu konuda iki etmen üzerinde duruyor. Biri eğitim sistemindeki çarpıklıklar ve eğitimin üretimdeki gereksinimlere göre uyarlanmamış olması, diğeri de iş bulma ve eşleştirme sorunları. Yani işgücü piyasasındaki işleyiş aksaklıkları.
Dezavantajlı gençler
Bu arada Yentürk çok çeşitli (etnik, cinsel ya da motivasyon farklılıkları) nedenlerle dışlanan genç kesimi dezavantajlı gençler olarak niteleyerek sorunun kısmen de buradan kaynaklandığına dikkat çekiyor. Tarım dışındaki kadınların yüzde 85’i işgücüne katılmamakta. (Olasılıkla türbanla beraber modernleşmenin gereği olarak böyle bir gelişme yaşanıyor!) 20-29 yaş grubunda ise işgücüne katılım oranı sadece yüzde 25.
Yentürk bu konuda çeşitli önermelerde de bulunuyor:
İşsizlik fonunda biriken paranın eğitime kullanılması, gençlere ayırılan kaynakların artırılması, genç istihdam üzerindeki vergilerin düşürülmesi yahut vergi muafiyetleri.
Bunların hepsinin elde edilmesi zor. Ama sanıyorum hemen ve acilen şu genç nüfus safsatasının bırakılması gerekiyor. Yine eğitim sistemimizde bazı reformların yapılması ve nihayet büyümenin daha sürekli ve istihdam sever hale gelmesi gerekiyor.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024