Oysa zaman zaman bazı bilim adamları televizyonlarda tüm kayıt dışı ekenomiyi kara para olarak niteliyor. Bereket bunların çoğu ekonomist değil. Bir başka örnek verelim. Feministlere göre ev kadınları evde birçok iş yapıyor ama ücret alamıyor. Yani ortada kayıt dışı ekonomi var. Bazı uçuk feministler de erkeğin kadına ücret vermesi gerektiğini savunuyor. Gerçi bu ücret ödenir, vergisi ödenmezse kayıt dışı gelir olur, ama kara para olmaz.Her ülkede belli ölçüde kayıt dışı ekonomik faaliyet oluyor. Bahçede yetiştirip yediğiniz domates bile pazardan geçmediği için kayıt dışı. Ama aslında milli gelirin bir parçası. Ülkemizde DPTnin yaptığı tahminlere göre milli gelirin yüzde 25 ile 33ü arasında bir büyüklükte kayıt dışı ekonomi var. Yani aslında ülkemizde gerçek gelir üçte bir oranında daha fazla. Gelelim kara paraya. Kara para, hukuk dışı yollardan elde edinilen paradır. Yani aslında ortada yasak olan bir ekonomik faaliyet vardır. Mesela yolsuzluk, kaçakçılık ya da rüşvetle edinilmiş tüm gelirler kara paradır. Her kara para elbette kayıt dışıdır. Kaçakçılıkla elde edinilen paranın beyanı olamaz. Ama her kayıt dışı gelir, kara para değildir. Kara paranın hesabı hakkında ekonomi literatüründe pek bir araştırma hatırlamıyoruz.İngilizlerin ünlü dergisi The Economic Journalın (Royal Economic Society) temmuz sayısında "Tüketici talebi yaklaşımına göre kara ekonominin hesaplanması" başlıklı bir makale vardı. Yazarları üç Rum olan (Panayiota Lyssiotou, Panos Pashardes ve Thanasis Stengos) makalede kara ekonomiyle kastedilen, kayıt dışı ekonomi.Kayıt dışı gelirin doğrudan tahmini zordur. Harcamalar kayıtlı gelirden farklıysa, bir yerde hesaplanmamış ya da kaçırılmış bir gelir var demektir. Ücretli gelirin kaçırılması elbette mümkün olamaz. Kayıtsız gelir ancak serbest meslek sahipleri tarafından elde edilir. İngilterede milli gelirin yüzde 12si böyle elde ediliyor. Bunun da yüzde 46sı mavi yaka işçiler tarafından yaratılıyor. Araştırmacıların hesaplarına göre de İngilterede milli gelirin yüzde 10.6sı kadarı kayıt dışına itiliyor.Öte yandan, tüketici talebi yoluyla yapılan tahminler genellikle en düşük tahminler. Mesela 1989 yılında Pissarides ve Weberin tek denklemli tahmini, kaçağın yüzde 5.5 olduğunu gösteriyordu. Oysa 1997de Schneiderin para talebi modeli ise, kaçağı yüzde 12.4 olarak bulmuş, Enste ve Schneiderin elektrik girdisi modeli de kaçağı yüzde 13.2 olarak saptamıştı.İngilterede bile (sadece bu yolla) milli gelirin yüzde 11i kadar kayıt dışı gelir varsa, Türkiyede bu kaçağın yüzde 35i bulması gayet normal. Vergi gelirlerinin adil olmayışının da, sosyal güvenlik sisteminin çalışmayışının da temel nedeni kayıt dışındaki bu boyuttaki gelir. Kısacası, kayıt dışı ekonomiyi azaltmadan bütçeyi dengelemek çok zor. hgunes@milliyet.com.tr Kara para, kaynağı belli olmayan, dolayısıyla da yolsuzlukla elde edilmiş para demek. Kayıt dışı ekonomi ise farklı. Mesela evde çalıştırılan temizlikçi sigortasız ve vergisiz çalışıyorsa, elde edilen gelir kayıt dışıdır. Ama kara para değildir.