Gösterge Öte yandan, sigorta sektörü kaşla göz arasında yabancıların eline geçiverdi. Kimse farkına varmadı. Belki de sigortacılığa yeterince önem vermediğimizden. Malum, sektördeki ilk 12 kuruluşun piyasa payı (emeklilik ve hayat sigortaları dahil) yüzde 82, yani oldukça yoğunlaşmış bir yapı var. Bu 12 kuruluş içinde yabancı sermayeye sahip olmayan sadece 3 kuruluş kaldı: Anadolu, Aksigorta ve Anadolu Hayat Emeklilik. Kaldı ki üçüncüsü zaten Anadolu sigortanın. Bu üç kuruluşun piyasa payı da sadece yüzde 21.5. Piyasanın geri kalanını (yüzde 70) artık yabancılar kontrol ediyor. Bankacılık kesiminin yabancıların eline geçmesi büyük yankı yaptı. Oysa henüz yabancılar bu kesimin çoğunluğunu ele geçirmedi. Sektörde büyük oyuncular (İş Bankası, Ziraat Bankası ve Akbank) yerli. İlk dört kuruluşta 2 yerli, 2 yabancı var. Yerlilerle yabancıların payları eşit: Yüzde 18 civarında. Ancak 4 kuruluşun kontrol ettiği bu yüzde 35'in zamanla artıp artmayacağı merak konusu. Kanımız, daha rekabetçi bir yapıyla piyasa payları birbirine yaklaşabilir. Gelecek vaat ediyor Şirket Piyasa Yabancıadı payı payıAnadolu 11.01 0Axa Oyak 9.81 50Koç Allianz 8.09 50Ak 6.94 0Yapı Kredi 6.09 50Ergo İsviçre 5.47 75Güneş 5.33 80Başak 4.71 73Garanti 3.77 80Anadolu Hayat Emek. 3.54 0T.Genel 2.78 80Ray 2.73 58Finans 2.21 90TOPLAM 72.48 Yabancıların sigortacılığa bu kadar ilgi göstermesinin iki nedeni var. Birincisi, Türkiye'de kişi başına düşen gelirle sigorta sektörünün milli gelir içindeki payı diğer ülkelerle karşılaştırıldığında epeyce geri. Oysa ekonomisi bu denli dinamizm gösteren bir ülkede bu sektör çok daha büyük olmalı. Hele AB üyeliğiyle beraber sigorta konusundaki yükümlülükler arttıkça sektör daha hızlı gelişecektir. Nitekim krizden bu yana hayat dışı sigortacılık dolar bazında 3.2 kat büyüdü. Bu yıl bile dolar bazında yüzde 18 büyüme bekleniyor. Öte yandan, ülke genç bir nüfusa sahip olduğundan, emeklilik sigortaları büyük bir potansiyel vaat ediyor. Nihayet, dünyada para bol, yani satın alma güdüsü çok güçlü. Kısacası sektörün geleceği parlak görülüyor.Ülkemizde sigortacılık egemen olarak bankaların ek işi olmuştur. Malum, bankacılık ülkemizde güçlü görünür. Oysa Batı'da tam aksine sigorta şirketlerinin sermayeleri çok daha güçlüdür ve kimi bankanın sahibi sigorta şirketidir. Şimdi yabancıların yoğun biçimde ülkeye gelmesiyle bizde de yapı değişiyor. Sigortacılığı bundan böyle sigortacılar yapacak! İkincisi, sermaye yapıları güçlendikçe içeride hem daha iyi fiyat ve hizmet, hem de daha güvenli bir risk transferi sağlanabilecek ve bundan da müşteri yararlanacak.Sektörün yabancıların eline geçmesinin herhangi bir mahzurunun olup olmayacağı düşünülebilir. Aklımıza önemli bir kaygı gelmiyor. Ancak yerli sermayenin tümüyle bu kesimden çıkmasını gerektiren bir neden de bulunmuyor. Nitekim devletin sigortacılık kesiminde bulunmasını gerektiren haller olabilir. Örneğin TARSİS; tarım sigortalarında hâlâ devlet yoğun biçimde destek sağlıyor. Kısacası, kaşla göz arasında sigortacılık yabancıların eline geçti. Ancak sektörün tümüyle yabancıların eline geçmesinin özel bir yararı bulunmuyor. hgunes@milliyet.com.tr Daha iyi hizmet verilecek
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024