Şu anda uygulanan enflasyonla mücadele programına enflasyon hedeflemesi deniyor. Bu programı isteyen de kuşkusuz IMF. Ancak açıkça ifade edelim ki, program yürümüyor. Hedefler bir türlü tutturulamıyor. Üstelik bu birkaç yıldan beri sürüyor.
Konulan hedef doğrultusunda malum bir bant var. Gerçekleşen enflasyon bu bandın dışına çıktığında Merkez Bankası (MB) hükümete bir mektup yolluyor, izahat veriyor. Bu ay enflasyon yine bant dışına çıktığından MB yine mektup yollayacak. MB bir kâtip bulsa yeri var. Artık o kadar çok mektup yolladı ki. Bu beşinci mektup olacak.
Merkez Bankası daha önce, 1990 yılında parasal hedefler çerçevesinde bir program denemiş ancak başarılı olamamıştı. İkinci deneme tam 10 yıl sonra geldi. 2000 yılında kura dayalı istikrar programı uygulandı. Malum o da bir mali krizle sonra erdi. Şimdi elde kalan bu son strateji de çökerse ne olacak?
Hedefler tutmuyor
2002-2005 arasında MB hedefleri yakaladı. Hatta 2005 yılını bir kenara koyarsak ilk bakışta MB’nin enflasyon ateşini fazlasıyla söndürdüğü düşünülebilir. Enflasyon gerçekten hızlı bir iniş gösterdi. Ama bu iniş acaba para politikası sayesinde mi indi, yoksa düşen kur sayesinde mi? Yahut yapı değişti de program mı etkisiz hale geldi?
2005 yılından bu yana gözlenen bir gerçek var ki, artık enflasyon önemli ölçüde düşmüyor. Zaman zaman etmenler farklılaşıyor, mektup içerikleri değişiyor. Ama tek değişmeyen strateji. Oysa 2006 ve 2007 yılında hedeften şaşma oranları çok yükseldi: Yüzde 92 ve yüzde 110.
Birkaç rakam daha verelim. Mart 2005 tarihinde TÜFE yüzde 7.94’müş. Ertesi yıl aynı ay yüzde 8.16 olmuş yani artmış. Olabilir, çünkü bu artış hedefler içinde. Fakat 2007 yılının mart ayında enflasyonun yüzde 10.9’a çıkması çok önemli bir değişim. Hadi o değişiklik küresel dalgalanmaya, ya da likidite fazlalığına bağlı diyelim. Ya bu martta oluşan yüzde 9.15’lik enflasyona ne demeli? Gerçek şu ki: 4 yıldır enflasyon düşmüyor!
Hedefi değiştirmek
TOBB Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Fatih Özatay hedefin değiştirilmesinin yarar getireceğini düşünüyor. Çünkü böylece hedef tutacak ve MB saygınlığını korumuş olacak. Yani madem bu at 1.5 metre atlayamıyor. Madara olmasın, atlayabileceği kadar kadar hedef koyalım, diyor. Ancak atı değiştirmek akla gelmiyor. Yahut bu atı atlatmak için başkaca neler yapmak gerek bu tartışılmıyor.
Özatay’ın önerisi aslında MB’nin sevdiği bir mantık. MB de TÜFE hedefi tutmayınca H-endeksi diye bir istikrarlı endeks bulup onun üzerinde odaklanıyor. Sonuçlar iyi geldikçe de rahatlıyor. Yani enflasyonu indirmek yerine indirebileceğin endeksi seçiyor. Özatay ise hedefi değiştirip başarılı gözüksün diyor.
Ancak yanlış anlaşılmasın. Bizim derdimiz ne MB ile, ne de Özatay’la. Enflasyonla mücadelede gelinen noktada iki sorumlu var: Biri, yanlış bir strateji öneren IMF. Çünkü süregelen dış konjonktür ve Türkiye’nin dış ekonomik yapısıyla bu programın uygulanması oldukça zor. Diğeri de MB’yi yalnız bırakan, yeterince mali disiplin uygulamayan ve bu doğrultuda hiçbir başka tedbir almayan hükümet. Ama ne yazık ki, arz-ı halini yine MB yazıyor.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024