Meslektaşlarımız da bundan birkaç ay önce bu sorunu tartışmaya başladı. Kimi işsizliğin oransal olarak düşmediğinden yakınırken, kimi de bunu daha çok işgücü arzının değişimine bağladı, işgücü talebinin ise rakamsal olarak yükseldiğine işaret etti. Kısacası, işi olan sayısı artsa da bu, işgücünün tamamına yetmiyordu. Çünkü ilginç biçimde kadınlar zaman zaman işgücüne katılıyor, sonra da çekiliyordu. Yani işgücü arzı iniş çıkışlar gösteriyordu. Kimilerine göre de işgücü verimliliğindeki artış işsizliği artırıyor. Yani daha büyük boyuttaki işler aynı işgücüyle elde edilebiliyor.Geçen yıl çok ilginç geçti. Yılın ilk çeyreğinde 20 milyondan az insan iş sahibiydi. Yılın ilk yarısı tamamlandığında 540 bin kişi işgücüne katılmış, fakat neredeyse 2.3 milyon insan iş bulmuştu. Böylece 560 bin işsiz ortadan kalkmıştı. Buna rağmen işsiz sayısındaki azalışın yetersizliği dikkat çekiyordu. Bunun nedeni de yüzde 46 olan işgücüne katılma oranının yüzde 49'a çıkmasıydı.Yılın üçüncü çeyreğinde işgücüne katılma oranı yüzde 50'yi aştı. İş sahibi olan insan sayısı 686 bin artmasına rağmen, işgücü arzındaki değişim nedeniyle işsiz sayısı azalmadı, aksine 120 bin arttı. Yılın sonuna gelindiğinde ise bu trend değişmiş görünüyordu. Emek arzı 250 bin kişi kadar artmış, ama emek talebi 970 bin kişi azalmıştı. İşsiz sayısının çok hızlı artması gerekirdi. Ancak işgücüne katılma oranı yüzde 48'e düştü ve işsiz sayısı sadece 38 bin kişi arttı.İşgücüne dahil olmayanların nedensel dökümü de çok ilginç. Geçen yıl başında neredeyse 1.8 milyon kişi işbaşı yapmaya hazırken, yılın sonunda bu rakam 1 milyona düşmüştü. Ocak ayında nasıl olduysa bu yeniden 1.7 milyon kişiye fırlamış. İlk defa aylık olarak açıklanan veriler hakkında ayrıca şunlar belirtilebilir: Yıl sonuna göre ocak ayında 1 milyondan fazla insanın işini kaybettiği gözüküyor; işsiz sayısı tam 270 bin kişi artmış. İşsiz sayısının çok artmamasının nedeni ise işgücüne katılma oranının yüzde 46.7'ye düşmesi.2005 yılında ilk 2 ayda geçen yıla göre tekstil yüzde 10.5, deri yüzde 30 küçüldü. Geçen yıl aynı dönemde yüzde 10'a yakın büyüyen hazır giyim ise bu yıl hiç büyümedi. Burada Çin faktörü de var, genel olarak sektörün inişi de.İşsizliğe çare, IMF'de değil, ülke içinde aranmalı. Sorun büyük ve yerli yerinde duruyor. Dün açıklanan işsizlik oranı yüzde 11.5'ti. Bu son yılların en yüksek oranı. Krizin göbeğinde bile işsizlik daha düşüktü. İki yıl önce bu soruna işaret ettiğimizde "sol kafalı" diye eleştirenler oluyordu. Artık baş sorumlu Tayyip Erdoğan bile konunun farkında. hgunes@milliyet.com.tr