Bununla beraber, aylık veriler üç aylık gözlemlerin ortalaması olarak yayımlandığından bir anlamda önceki yılın çeyreklik dönemiyle karşılaştırılabilir. Şubat ayı için açıklanan işsizlik oranı yüzde 11.7. Eğer bunu ocak ayının işsizlik oranıyla karşılaştırabiliyorsak, (ki bu nedenle aylık veri üretiliyor) işsizlik azalmıyor diyebiliriz. Hatta arttığı bile söylenebilir. Öte yandan, 2004 yılının ilk çeyreğiyle karşılaştırıldığında, işsizlik oranında olağanüstü bir artışın olmadığı, aksine belli bir düşüşün gözlendiği söylenebilir. Çünkü 2004 yılının ilk çeyreğinde işsizlik yüzde 12.4'müş. Bununla beraber şunu da belirtmekte yarar var; mart ayında işsizlik daha yüksek ki, ortalama veri olan şubat daha yüksek çıktı. Bir başka gözlem, eksik istihdam oranı denilen, yani hem resmen işi olan fakat iş aradığından işsiz kategorisine girebilecek olan kesimde, geçtiğimiz ocak ayına göre artışın, ancak geçen yılın ilk çeyreğine göre de ciddi bir azalışın gözlenmesi. En önemli veri olan çalışan sayısına gelince. Geçen yıl ilk çeyrekte 19.9 milyon kişi çalışırken, 2005 Ocak'ında bu sayı 20.8 milyon olmuş. Yani ciddi bir artış var. En son şubat verisinde ise, 23 bin kişi daha iş bulmuş. İşsiz sayısı da geçen yılın ilk çeyreğine göre az, ama bir önceki aya göre artış göstermesi önemli.Kısacası, elimizdeki işsizlik verileri henüz yeterli ve net bir sonuç vermiyor. Bununla beraber;1) İşsizliğin arttığını söylemek kolay değil. Gerçi azaldığını da iddia etmek o denli büyük hata olur. Galiba şimdilik en doğrusu; "İşsizlik azalmamakta" demek, ya da tatmin edici bir azalma gözlenmediğini belirtmek.2) 2005 büyümesi 2004'ten daha düşük olacağına, yatırımların da yavaşladığına göre, bu yıl işsizlik azalsa bile, beklenenin altında kalacağı görülüyor.3) İşsizliği azaltmak için yeni tasarımlar şart. Fakat IMF vizyonu dışına çıkarak buna çare arayan da yok. Yabancı sermayenin buna çözüm getireceği sanısı da beyhude. Çünkü onlar şimdilik mevcut tesisleri alıyor.Bugün işsizliğin azalmamasında reel faizlerin yüksekliği, hazır giyim ihracatının Çin tarafından baltalanması ve istihdam üzerindeki ağır mali yüklerin kayıtsız istihdam yaratmasına kadar çok çeşitli etmenler var. Bütün bunların tek tek ele alınması gerekiyor. Tekrarlayalım; en önemli sorunumuz işsizlik ve orada işler arzu edilen yönde gitmiyor. En önemli toplumsal sorunumuz işsizlik. Üç yıldır ekonomi büyüyor ama arzu edilen istihdam kapasitesi yaratılamıyor. Bazı meslektaşlarım, son dönemde işsizliğin azalacağını bekliyordu. Ancak dün yayımlanan veriler hâlâ bunu onaylamıyor. Önce şu gerçeği açıklayalım: İki aydır DİE, aylık işsizlik verisi yayımlıyor. Dolayısıyla, geçen yılın üç aylık verileriyle bu verileri karşılaştırmak yanıltıcı sonuçlar verebilir. Çünkü istihdam verileri önemli mevsimsel değişimler gösteriyor. hgunes@milliyet.com.tr