HurÅŸit GüneÅŸ

HurÅŸit GüneÅŸ

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son günlerde hangi işadamına rastlasam bana enerji yatırımı yapmak istediğini söylüyor. Geçenlerde bir işadamıyla akşam yemeğindeydim. Karadenizli bu işadamının ailesi aslında inşaatçıydı. Ne yaptıklarını sordum. Enerjide ilerlemek istediklerini söyledi. Nedir bu enerjinin sırrı? Çok mu kârlı? Yahut riski mi yok?  Veyahut Türk işadamları yatırım yapacak sektör bulamıyor da enerjiye girmek zorunda kalıyor?
Ülkemizde enerji talebi her yıl ortalama yüzde 7-8 büyüyor. Oysa dünyada enerji talebi ortalama yüzde 3-4 oranında büyüyor. Bu nedenle, Türkiye’nin enerji yatırımlarına çok daha fazla önem vermesi gerekiyor. Örneğin önümüzdeki 10 yılda enerji varlıklarının 80 milyar dolar artması bekleniyor. Bu bedel 2016 yılına dek her yıl kurulması gereken 2500-3800 MW/yıl kapasitenin karşılığı. Kaldı ki bu süre zarfında talep tam iki katına çıkacak. Aksi halde, ekonomik büyüme yavaşlayacak ve enerji kesintileri kaçınılmaz hale gelecek. 

Kamu-özel kesim işbirliği
Devletin bu yatırımları tek başına gerçekleştirmesi olanaksız. Fakat özel kesimin de iki bakımdan bu yatırımlara girmesi çok zor. Birincisi, bu yatırımların boyutu çok büyük ve böylesi bir mali güç hiçbir kuruluşta yok. Hatta birleşseler bile yok. İkincisi de yatırımın geri ödeme süresi çok uzun.
Bu nedenle (Dünya Bankası’nın da telkiniyle) bir taraftan devlet desteği, diğer taraftan da devlet güvencesiyle özel kesim enerji sektörüne teşvik ediliyor. Böylece riskler epeyce azalıyor. Azalınca da hemen herkes balıklama dalmak istiyor. Mesela, pazarlama sorunu yok. Bu doğrultuda sektörde bazı serbestleştirme düzenlemeleri yapıldı. Özellikle fiyat tarifelerinin maliyet yapılarına göre düzenlenmesi sağlandı.
Malum, Türkiye’de elektrik dağıtımı 22 bölgede farklı şirketler tarafından gerçekleştiriliyor. Bunlardan ikisi geçenlerde özel kesime verildi. Daha doğrusu (ücret karşılığı) kiralandı. Geri kalan 20 şirketten de tam 12 milyar dolar gelir bekleniyor. Bu da gayet doğal. Çünkü yabancılar bu tür işletmelere bir hayli ilgi duyuyor. Yerli oyuncular da onlarla beraberlik kurup ihalelere katılıyor. 

Tek yok nükleer
Geçmişte Türkiye enerjisini büyük ölçüde hidroelektrik santrallarından elde ediyordu. Ve bunu da termik santrallarla destekliyordu. Talep çok artınca kısa vadeli bir çözüme gidildi ve enerjide üretim (özel kesime de devredilerek) doğalgazdan elde edilir oldu. Türkiye enerji kaynağı bakımından fakir bir ülke. Bu nedenle kaçınılmaz olarak nükleer enerjiye geçmesi gerekiyor.
Ä°ÅŸte bu nedenle, Mersin Akkuyu’da Türkiye’nin ilk nükleer santralı planlanıyor. Bu ihaleye Sabancı Holding’in de ÅŸartname almasıyla katılanların sayısı dokuza yükselmiÅŸ bulunuyor.  Sabancı Holding bu projede General Electric, Hitachi Nuclear Energy ve Iberdrola SA ÅŸirketleriyle birlikte çalışacağını duyurmuÅŸtu. DiÄŸer sekiz firma ve ülkeleri ise şöyle sıralanıyor: AECL (Kanada), Itochu Corporation (Japonya), Vincix Construction Grand P. (Fransa), Suez Tractebel (Fransa-Belçika), Atostroyexport (Rusya), KEPCO (Güney Kore, Türkiye), China Nuclear Power Corp (Çin), Unit Investment N.V. (Hollanda). Ä°halenin son tarihi 24 Eylül. Yani iki ay kaldı.Â
Bu başarılı olursa elbette gerisi gelecektir. İnşallah da başarılı olur.