İlk iki seçiminde büyük oy farkıyla iktidara gelen Blair, gerçekten İngiliz siyasal tarihine geçecek değişimleri gerçekleştirdi. Partisini Üçüncü Yol diye bilinen daha liberal bir noktaya çekti. Ekonomik alandaki müthiş bir gelişmenin önünü açtı. Refah devletini modernize etti. Ve Avrupa'da da etkili bir ses oldu. Blair, iyi bir hitabet yeteneğine ve çok kıvrak bir zekaya sahip, genç bir lider. Üstelik güler yüzlü bir kişi.2001'den beri inişte olan İşçi Partisi, 2004 yılının ikinci yarısında kamuoyu yoklamalarında düzelme gösteriyordu. Ancak bu yıl doğrultu yine aşağıya gitmeye başlayınca, Blair kararını verdi ve erken seçim istedi. Önümüzdeki hafta İngiltere'de gerçekleşecek olan seçimler çok önemli. İşçi Partisi lideri Blair üçüncü kez başbakanlığa talip oluyor. Blair belki de İngiltere'nin en çok tartışılan İşçi lideri oldu. Kimileri onu ismini çarpıtarak Tory (Muhafazakar) Blair, kimileri de soyadını çarpıtarak Tony Blur (bulanık) diye adlandırdı. Bu seçimlerin üç odağı var. Biri ekonomi, diğeri dış politika, bir diğeri de sağlık hizmetleri. Dış politikada muhafazakarlar hükümete destek verdiği için Blair'i açıkça eleştiremiyorlar. Ancak liberal demokratlar konuyu seçimin ana gündemi yapmaya kararlı.Blair, ABD Başkanı Clinton döneminde izlediği ABD yanlısı dış politikayla hiç yıpranmamıştı. Çünkü Clinton'un dünya kamuoyunda itibarlı bir konumu vardı. Ancak aynı doğrultuyu Bush'la sürdürmeye çalışınca, özellikle Irak'ta savaşınca bir hayli itibar kaybetti. Çünkü Bush'un iddia ettiği kitle imha silahlarının hiçbirine Irak'ta rastlanamadı.Blair dış politikada bir hayli itibar yitirse de ekonomik alanda hala çok başarılı görülüyor. Özellikle Maliye Bakanı (olasılıkla da müstakbel lider) Gordon Brown'un izlediği mali disiplin sayesinde Avrupa'nın en parlak ekonomik performanslarından biri elde edildi.Brown'un ekonomik reformunu dayandırdığı beş nokta var: Uyumlu bir tüketici fiyat endeksinin hedeflenmesi, konut piyasasında arz ve talebi dengelemek, mortgage piyasasında sabit fiyatlara gidebilme, toplu sözleşmelerde yerel boyuta bakma, mali politikalardaki değişimi şeffaflaştırma. Bunlar da halkın Brown'a çok güvenmesini sağlıyor. Gordon Brown % 34Michael Howard % 16Charles Kennedy % 12Tony Blair % 10 Bununla beraber, İngiliz halkı hâlâ Blair'i en güçlü lider olarak görüyor. Liberal - demokrat Kennedy'nin ikinci sırada gelmesi de ilginç. Paranızı kime emanet edersiniz? Tony Blair % 28Charles Kennedy % 27Michael Howard % 16Gordon Brown % 12 Sağlık konusuna gelince. İngilizlerin dünyaya örnek olmuş ulusal sağlık hizmeti hakkındaki görüşleri olumsuz; yüzde 60'ı paranın kötü harcandığı kanısında. Ancak kiminle düzelir sorusuna da halkın yüzde 42'si Blair, yüzde 30'u Howard diyor.İngiltere'de dar bölgeli sistem olduğundan çoğu bölgenin geleneksel sahibi var. Yüzer gezer 80 seçim bölgesi ise sonucu belirliyor. Bu bölgelerde de daha fazla serbest meslek sahibi, ev sahibi, ya da yönetici bulunuyor. Göçmenler, özellikle Müslümanlar daha az. Bu nedenle Blair seçimleri kazanmak istiyorsa, az dozda muhafazakarlık yapması şart.Paradoksa bakın: Seçimlerde ekonomik performans değerlendirilirse solcu İşçi Partisi iktidara gelecek, savaş karşıtlığı egemen olursa Muhafazakârlar kazanacak! hgunes@milliyet.com.tr Kiminle uzun yolculuk yapmak istersiniz?