Türkiye'de uzun süredir ihracatın sürekli arttığına dair bir inanç var. Bu doğru ama ihracattaki artış sürekli değil. Kimi zaman çok hızlı artıyor, kimi zaman yavaşlıyor. Bir başka yanlış da dış ticaret açığını kapatmak, yani ithalatı düşürmek için, büyümeden fedakârlık yapmak. Oysa asıl gerekli olan, ihracat performansını yükseltebilmek. Son on yıldır Türkiye'nin ihracat performansına bakılırsa bunun yılda ortalama yüzde 14 kadar arttığı görülür. 2000 yılından bu yana ise bu yüzde 19'dur. Kısacası, son dönemde yapısal olarak bir ihracat artışı gözleniyor. Türk ekonomisinde iki temel sorun görünüyor. Biri işsizlik, diğeri de cari işlemler açığı. Yani, döviz gelirlerinin giderleri karşılamaması. Döviz gelirlerinde en büyük kalem ihracat. Gerçi turizm giderek önem kazansa da, ihracatı yakalaması pek olası değil. Yıllar İhracat % Değişim 1995 21.637.041 19,5 1996 23.224.465 7,3 1997 26.261.072 13,1 1998 26.973.952 2,7 1999 26.587.225 -1,4 2000 27.774.906 4,5 2001 31.334.216 12,8 2002 36.059.089 15,1 2003 47.252.836 31,0 2004 63.120.949 33,6 Ancak yine de bu ihracat artışı abartılmamalı. Son yıllardaki artışın bir kısmı ihracatımızın çoğunu oluşturan euronun dolar karşısında değer kazanmasından kaynaklanıyor. Çünkü hesabı dolar üzerinden yapıyoruz. İkincisi, 2001 yılı krizinde iç piyasaya mal satmak mümkün olmayınca, ihracat zorunlu hale geldi. Nihayet, otomotiv ihracatındaki başarı daha çok otomotiv devlerinin global bir stratejisi. Kaldı ki, aynı strateji ciddi bir ithalat gereği de doğuruyor. Mamafih, giderek bir ihracat başarısı sağlandığı ortada. Bunu sürdürmek için de sürekli çalışmak gerekiyor. Öte yandan, 2005 yılındaki gelişmeler (henüz kaygı vermese de) bu başarının artarak süreceği izlenimini vermiyor. (Bakınız aşağıdaki tablo) İhracat Aylar Yıl değer ($) Değişim (%) Ocak 2004 4.618.955 2005 4.972.585 7,7 Şubat 2004 3.663.958 2005 5.649.058 54,2 Mart 2004 5.217.226 2005 6.578.399 26,1 Nisan 2004 5.070.998 2005 6.091.814 20,1 Mayıs 2004 5.167.160 2005 5.681.041 9,9 Haziran 2004 5.280.932 2005 6.000.792 13,6 2005 yılının Ocak ayında ihracat geçen yıla göre yüzde 7.7 artmıştı. Bu daha çok tatile geldiğinden önemli görülmemişti. Nitekim, Şubat ayında ihracat önceki yılın aynı ayına göre yüzde 54 arttı. Yani arayı kapattı. Fakat daha sonraki aylarda yine düştü. Mart'ta yüzde 26, Nisan'da yüzde 20, nihayet Mayıs'ta yüzde 9.9 oldu. Haziran ayına ilişkin DİE verisi açıklanmasa da TİM'in (Türkiye İhracatçılar Meclisi) verisine göre bu artış yüzde 12'nin altında. TİM'in 2005 Haziran verisiyle DİE'nin 2004 Haziran verisi karşılaştırıldığında da (Bakınız tablo) artış yüzde 13.6 olarak görülüyor.Demek ki, ihracat performansında bir yorulma var ve yeniden canlandırılması gerekiyor. İhracat yaptığımız ve kazandığımız euronun değer yitirişi elbette bu yorulmaya katkıda bulunuyor. Hem rekabet gücü açısından, hem de muhasebe bakımından. Ancak Çin faktörü ile kur faktörünü de unutmamak gerek. Unutmayalım, ihracat orta vadede büyümenin motoru olacaktır. hgunes@milliyet.com.tr