Enflasyonla mücadelede gelinen nokta ortada. Hemen herkes Merkez Bankası’nı günah keçisi yapmış durumda. Merkez Bankası da cengâverlik yapıp tüm sorumluluğu üstleniyor. Hal böyle olunca hükümet de çalının arkasına sığınıveriyor. Oysa topluma karşı siyasal sorumluluk taşıyan, hükümet..
Hükümet hem 2007 yılında bir yandan mali disiplini gevşeterek, diğer yandan da sıkı para politikasına doğrudan ve dolaylı biçimde müdahale ederek enflasyonla mücadeleyi zorlaştırdı.
Mali disiplin olmadı ki
Oysa mali disiplin demek kamunun faiz dışı harcamalara özen göstermesi, hatta, durum vahimse, harcamaları enflasyondan daha az artırması (yani reel olarak düşürmesi) demektir. Mali disiplin salt bir bütçe dengesi demek değildir.
Mesela bugün olduğu gibi özelleştirme gelirlerinin bütçeye alınarak denge sağlanıyorsa bu çok mahzurludur. Çünkü bu gelirler bir kereliktir. Borç dinamikleri geçici olarak düzelir, hükümet böbürlenir ama zamanla açık yine ortaya çıkar.
Öte yandan, bu hükümet vergi reformuna hiç yanaşmamıştır. Gerçi vergilerin artırılması da mali disiplin sayılmaz. Çünkü ortada harcama disiplini yoktur. Bir yandan harcama yapılıyor, diğer yandan da ek vergi alınıyorsa, bu, sadece hovardalık için kaynak bulunuyor, borçlanma olmuyor demektir.
Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi, faiz dışı harcamalar bu hükümet işbaşına geldiğinden bu yana, 2004 yılı hariç, her yıl enflasyondan 2 ya da 3 kat daha fazla artmıştır! Yanlış duymadınız: Bu hükümet bol kepçe hovardalık yapmış, fakat bunu yarı cahil fanatik liberallere güzelce yutturmuştur.
MB üzerindeki baskı
Hükümetin ikinci büyük yanlışı da Merkez Bankası’na uyguladığı dolaylı baskıdır. Gerek dışarıdan atadığı kişiler aracılığıyla, gerek çeşitli toplumsal kesimlerin uyguladığı baskıyla faizler bir ara gereksiz yere ve hızla aşağı çekilmiştir. Ancak bunun ne denli yanlış olduğu 2006 yılının yazına girerken ortaya çıkmıştır. Küresel bir çalkantıda çok büyük sarsıntı yaşanmıştır.
2006 yılında uygulanan sıkı para politikasından sonra hükümet yine baskıya başlamıştır. Birçok hükümet üyesi faizin düşmesiyle kurun yükselebileceğini ummaktadır. Bu kurgu 2007 yılında enflasyonda (aslında kurdaki değerlenme nedeniyle) belli bir iyileşme sağlanır sağlanmaz yine etkisini göstermiş ve MB, faizleri düşürmeye başlamıştır. (İlginçtir, son raporunda da artırmanın olası olduğunu belirtmektedir.
Durum özetle şöyledir: Hükümet mali disiplini bozmuş, fakat bununla yetinmeyip bir de içerideki ve dışarıdaki müttefikleriyle para politikasını şaşkına çevirmek için elinden geleni ardına koymamıştır. Buna rağmen de “İstikrarı sağladım” diye bol bol böbürlenmekten geri kalmamıştır. Şimdi sonuçlar ters gelince de çalılıkların arkasına saklanmaktadır!
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024