Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge Yine önceki gün IMF, dünya büyümesiyle ilgili olarak yaptığı yeni güncellemesinde; dünya büyümesini yüzde 4.9'dan 4.1'e, ABD'yi de yüzde 1.9'dan 1.5'e, Japonya'yı yüzde 1.7'den 1.5'e, AB (15) ülkelerini yüzde 2.1'den 1.5'e, gelişmekte olan ülkeleri yüzde 7.1'den 6.9'a, Çin'i de yüzde 10.1'den 10'a çekti.Dünyada son dört yıldır ekonomik büyüme yüzde 5'e yakın gelişti. Ancak son krizden sonra büyüme tahminleri sürekli revize ediliyor. Artık her yönden, her bölgeden daha düşük büyüme performansları bekleniyor. Oysa 2005 yılında dünya ekonomisi hızla büyüyen dış ticaret hacimleri nedeniyle yüzde 4.4 büyümüş, 2006'da bu rekor kırılmış ve büyüme yüzde 5.0 olmuştu. ABD'de büyüme hızı düşse de bu artış daha çok Avrupa'daki, daha doğrusu Almanya'daki ve bir ölçüde Japonya'daki ekonomik canlıkla sağlandı. Çin'in performansında küçük bir artış da buna ek bir katkı sağladı.ABD'de konut piyasasından kaynaklanan krizden sonra dünya ekonomisinin lokomotifi olan bu ülkenin katkısı azalıyor. Alman ve Japon ekonomilerinde de bir parça yavaşlama gözleniyor. Diğer gelişmekte olan tüm ülkeler ise hızlı kalkınma performanslarını sürdürecek görünüyor. Ancak bu ülkelerin de katkıları sınırlı.Öte yandan, yaşanan kriz bazı ülkeleri olumsuz etkilerken, bazılarını hiç etkilemeyeceği, hatta bu ülkelerin daha hızlı büyüyeceği düşünülüyor. Krizden özellikle gelişmiş ülkelerin daha çok etkilenmesi bekleniyor. Nitekim nefessiz bir kaplan gibi koşturan Çin ve Hindistan bu küresel krizden etkilenmemiş ve etkilenmeyecek görünüyor. Her iki ülkenin de büyüme hızları kriz öncesi yapılan tahminlere göre daha yüksek gelişiyor. Türkiye'ye gelince... Birçok uzman cari açığı yüksek olan ekonomilerin bundan daha fazla zarar göreceğini itiraf ediyor. Dolayısıyla, yaşanan küresel ekonomik yavaşlama ihracat olanaklarını zorlayacağı için hem daha fazla işsizlik hem de bütçe sıkıntıları yaratacak görünüyor. Nitekim bütçe gelirlerinin düşmesi ya da borçlanma maliyetinin yükselme riskleri bulunuyor. Peki, buna hazırlıklı mıyız? Nasıl 2001 krizine hazırlıklı değilsek, uzun süredir yüksek büyüme performansına alıştığımız için şimdi de ekonomik yavaşlamaya hazırlıklı değiliz. Bakalım bu dönüş sürecinde hükümet ne yapacak? Miras aldıkları politikayı mı sürdürecekler? Yoksa mirasa halel gelmesin diye kala mı kalacaklar? Göreceğiz. Önceki gün ABD Merkez Bankası FED gösterge faizini 50 baz puan indirdi. Bu beklenen bir gelişmeydi. Amacı da belli; giderek belirginleşen durgunluk olasılığını bertaraf etmek... Ancak artık çok geç kalındı. Gerek ABD, gerek dünya ekonomisi daha yavaş bir büyümeden kaçınamayacak. BÜYÜME (%) 2005 2006 2007T 2008T Dünya 4.4 5.0 4.9 4.1 ABD 3.1 2.9 2.2 1.5 Euro bölgesi 1.5 2.8 2.6 1.6 Almanya 0.8 2.9 2.4 2.0 Japonya 1.9 2.4 1.9 1.5 Afrika 5.9 5.8 6.0 7.0 Çin 10.4 11.1 11.4 10.0 Hindistan 9.0 9.7 8.9 8.4 hgunes@milliyet.com.tr