Enflasyonda hızlı bir yükselme olduğu ortada. Yılın ilk 4 ayında enflasyon 2005 yılında yüzde 1.55’ti. 2006 yılında bu yüzde 2.6 oldu. 2007 yılında yüzde 3.6, bu yıl da yüzde 4.82 oldu. Yani her yıl enflasyon yükselir oldu. Bu vahim bir durum tabii.
Bu durum son zamanlarda en çok gıda fiyatlarından kaynaklanıyor. Son 12 ayda gıda fiyatları yüzde 13.5, son 4 ayda da yüzde 9’dan fazla artmış. Kiralar da hızla artmaya devam ediyor. Son 12 ayda artış yüzde 15.2, son 4 ayda da yüzde 6’ya yakın.
Kira artışlarını iç talebi kısarak sonuç almak mümkün olsa da gıda farklı. Faizle konut talebi düşer. Ancak gıdanın yerini alacak, yani ikame edecek bir mal yok. Aksine, iç talep kısıldığında diğer tüketim kısılır ve gıda harcamaları artar. Bu birinci sınıf ekonomide okunan bir konudur.
2006 Temmuz’unda da 12 aylık enflasyon beklentisi yüzde 8, bono bileşikleri yüzde 19.9 kadardı. Merkez Bankası o dönemde faizleri yüzde 13.5’ten 17.5’e kadar kısa bir sürede yükseltti. Şimdi de 12 aylık enflasyon beklentileri yüzde 7-8 civarında, bono faizleri yüzde 19’u aştı. Ama MB’nin kısa vadeli borçlanma faizi daha düşük: Yüzde 15.25! Bu durumda faizlerin artırılması düşünülebilir. Ama bu doğru olmaz.
Çünkü 2006 yılında ekonomi canlıydı. Tüketici kredileri almış başını gidiyordu. Emlak fiyatları patlamıştı. Piyasada inanılmaz bir likidite bolluÄŸu vardı. Dünyada yaÅŸanan bir çalkantı vardı ama hiçbir yatırım bankası ardı ardına batmıyordu. Bugün ise Türkiye ekonomisi kriz sonrası belki de en önemli durgunluÄŸunun arifesine girmiÅŸ görünüyor.Â
Merkez Bankası’nın yapması gerekenler açık. Birincisi, hükümetin mali disipline önem vermesi gerektiğinin sürekli altını çizmeli. Sıkı para politikasını da elbette sürdürmeli. Ancak bu sıkılığın 2006 kadar olması gerekmez. O zaman MB faizi enflasyon beklentisinin yüzde 8.8 üzerindeydi. Şimdi ise yüzde 5.4 üzerinde. Faizler bir defalık yüzde 16’ya çıkarılsa bile daha fazlası durgunluğu körüklemiş olur.
Özetle, mali disiplin gevşemiş olduğu için, MB, faizleri çok zorlarsa sonuç almaz, sadece durgunluk derinleşebilir. Bu nedenle sorumluluğun mali disiplinde olduğunu dile getirmesi doğru olur.