Sıkı mali disiplinin yanı sıra, hükümet bu yıl özelleştirmeden 20 milyar dolara yakın bir gelir bekliyor. Bu rekor gelirin bütçe dengelerini bir hayli iyileştireceği malum. Ancak 20 milyar doların tamamı hemen tahsil edilmeyecek. Önemli bir kısmı taksitler halinde. Böylece gelirler tahsil edildikçe ortaya ikili bir etki çıkacak. Satışın ilk gerçekleştiği anda gelirler birdenbire artmış olacak. Ancak, TÜPRAŞ ve Ereğli Demir-Çelik gibi kârlı kuruluşlar elden çıktığı için, daha sonra bütçe dışı gelirler azalacak ve faiz dışı hedefi tutturmak zorlaşacak. Hükümetin bu nedenle IMF'den yüzde 6.5'lik hedefi gevşetmesi konusunda beklentileri var. Ya da tanımın değiştirilmesini istiyor. Kaldı ki, 2005 yılı sonunda milli gelir hesapları revize edilip gelir artınca hedefi tutturmak çok daha zorlaşacak. Her şey 17 Ekim'de Meclis'e sunulan 2006 bütçesinde görülecek. Bu bütçe çok önemli. Çünkü mali disiplin aynı sıkılıkta sürerse ilk defa ekonomik büyüme olumsuz etkilenecek. Öte yandan, gevşemeye izin verilirse enflasyon hedefini tutturmak zorlaşacak, borç dinamiklerindeki iyileşme duracak. Önümüzdeki yıl büyüme çok daha kritik olacak. Çünkü büyümenin motorlarından olan ihracat tekliyor. Diğer yandan bir diğer motor olan yatırımlar da (düşen faizlerle geçen yıl artsa da) bu yıl az artıyor. Kısacası, büyüme iç talebe, dolayısıyla kamu harcamalarına kalıyor. Bu da önümüzdeki yıl mali disiplinin gevşetilmesi demek. Buna rağmen mali disiplin sürerse büyüme düşebilir. Gerçi aynı zamanda ithalat talebi düşer ve dış denge düzelebilir.Mali disiplinin, büyümenin yanı sıra bir de enflasyon boyutu var. 2006'da enflasyon hedeflemesine geçileceği için mali disiplin çok daha önem taşıyor. Dün Maliye Bakanı Unakıtan mali disiplinin sürmesinin faizleri düşürerek 3 milyar dolarlık bir yarar sağladığını açıkladı. Gerçekten faizlerin düşmesi ve borcun vadesinin uzaması hem borç dinamiklerini olumlu etkiliyor, hem de bütçede ferahlık sağlıyor. Ancak dünyada faizler artarken sürekli içeride faizleri düşürmek de kolay olmayabilir.Unakıtan özelleştirme gelirlerinin bütçe açıklarının kapatılmasında değil, borçların ödenmesinde kullanılacağını açıkladı. Bu da mali disiplinin süreceğini gösteriyor. Anlaşılan gelecek yıl daha düşük enflasyon, daha düşük büyüme ve büyümeyen bir cari açık göreceğiz. Uygulanan programın en önemli yanı mali disiplin. 2001 yılından bu yana milli gelirin yüzde 6.5'i kadar kamu hesaplarında gelir fazlası hedefleniyor. İlk iki yılda bu elde edilemedi. Ancak AKP hükümeti bu hedefi tutturmakta başarılı oldu. Nedeni malum; siyasal istikrar ve hükümetin gösterdiği irade. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan da önceki gün Washington'da bununla öğünmüş. 2001 2002 2003 2004 2005 T 5.5 4.2 6.2 6.9 6.5 hgunes@milliyet.com.tr Milli gelir içinde kamu sektörü faiz dışı fazla gerçekleşmesi (%)