Çin efsanelerinde ejderha vardır. Çin büyümesi adeta bir ejderhayı andırıyor. Hint efsanelerinde de kaplan vardır. Kaplanlar avlarına çullanmadan önce epeyce süzer ve hazırlık yaparlar. Bu iki ülkenin ekonomide gösterdikleri manzara da efsanelere benziyor. Bakalım dünyaya ejderha mı, kaplan mı hâkim olacak?
Çin, çektiği yabancı sermaye ve buradan sağladığı ihracatla birçok ülkenin dış ticaret dengesini altüst ediyor. Özellikle ABD’nin artan dış ticaret açığında Çin’in rolü malum. Bu etkinin bir süre daha sürerek birçok ülkenin dış ticaret dengesini sarsacağı görünüyor.
Çin bu özelliğiyle Türkiye ekonomisini de etkilemeye başladı. Türkiye hemen her yıl Çin’den daha fazla mal ithal ediyor. Hemen belirtelim, Çin, Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı üçüncü ülke. Bundan üç yıl önce, 2004 yılında toplam ithalatın yüzde 4’ü Çin’den yapılıyordu ve Çin beşinci sıradaydı. Bugün ise Çin artık ithalatımızda üçüncü büyük ülke. Toplam ithalatımızın yüzde 8’i Çin’den sağlanıyor. Hem de çok çeşitli ürünlerde. Enerji fiyatları bu denli artmamış olsa belki Çin üçüncü ülke de olmayacak, sırası daha yukarıda olacak.
İthalatta Çin baskısı her geçen gün daha fazla hissediliyor. Ocak-Mayıs döneminde geçen yıla göre ithalatın en çok arttığı ülke Rusya: yüzde 56. Bunun nedeni de belli: enerji fiyatları. İkinci yüksek artış ise Almanya’dan. Sanıyoruz bu da otomotiv ihracatımıza bağlı olarak ortaya çıkıyor. Fakat en ilginci Çin’den olan ithalattaki artış oranı: yüzde 42!
Geçmiş yıllara baktığımızda da Rusya’dan son 2 yılda yapılan ithalat yüzde 82 artmış. Almanya’dan yüzde 19, Çin’den ise yüzde 38 artmış. Yani enerji ve emtia fiyat artışları nedeniyle yükselen ithalatı bir tarafa bırakırsak Çin ortalığı kasıp kavuruyor.
Bu bizi ürkütmeli mi? Elbette zaman içinde Çin’den yapılan ithalat toplam ithalatın yüzde 20-25’ine 5-6 yıl içinde gelebilir. Çünkü malum Çin’le rekabet etmek neredeyse olağanüstü derecede zor. Emek çok ucuz. Yakın gelecekte ise Türkiye’de emeğin ucuzlaması beklenemez. Zaten krizden bu yana epeyce ucuzladı. Aksine orta vadede yükselebilir. Bu da Çin baskısını artırır.
Ancak bizce önümüzdeki 10 yılda Çin’de de ücretler yükselmeye başlayacak. Buna rağmen bu bizi hemen umutlandırmamalı. Çünkü hemen ardından daha büyük bir nüfus ve daha dünyaya açık bir ekonomi geliyor: Hindistan. Hindistan’dan yapılan ithalat henüz toplam ithalatın yüzde 1,4’ü. Ama birkaç yıl önce onun payı da yüzde 1’in altındaydı. Yani giderek artıyor.
Özetle, şu anda Çin’den darbe yemeye başladık. Ve bu artarak devam edecek gibi görünüyor. Ancak ileride bundan kurtuluruz diye umutlanmayalım, arkadan bu sefer Hindistan geliyor.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024