2002 yılından bu yana CNBC-e, Tüketici Güven Endeksi hesaplatıyor ve bunu her ay yayımlıyor. Birkaç yıl sonra da TÜİK, Merkez Bankası ile benzer bir endeksi derlemeye ve yayımlamaya başladı.
Her iki endeks de yılbaşından itibaren hızlı bir düşüşe geçti. Bu düşüş nisan ayına dek sürdü. İki aydır da durağanlaşmış görünüyor. İlelebet düşüş olmayacağına göre bu çok doğal. Ancak olumsuz sürecin sonuna gelindiği henüz söylenemez. Çünkü herhangi bir yükselme başlamadığına göre moraller hâlâ düzelmiş değil.
Önce güven sarsıldı
Ancak kimi veriler (örneğin ilk 3 aya ilişkin büyüme verileri ile imalat sanayii aylık verileri) Türkiye ekonomisinin pek de önemsenecek bir durgunluğa girmediğini gösteriyor. Tüketici güveni bu kadar bozulmasına rağmen nasıl oluyor da bu, üretim verilerine yansımıyor?
Acaba gerçekten iç tüketimde herhangi belirgin bir daralma yok mu? İşte bunu aylık olarak izleyebilmek için elimizde iki veri seti bulunuyor. Biri yine CNBC-e’nin derlediği aylık Tüketim Endeksi, diğeri de Maliye Bakanlığı’nın yayımladığı vergi tahsilatları. CNBC-e’nin tüketim verilerinde geçen yıla göre bir parça düşüş izleniyor. Malum vergi tahsilatları düşüyorsa ekonomide de durgunluk oluşuyor demektir.
Sonra tüketim düştü
2008 yılı Ocak-Haziran dönemini bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırdığımızda gerek gelir, gerekse kurumlar vergilerinde ciddi (yüzde 21 ve 26) artışlar gözleniyor. Ancak bunlar iyi bir gösterge değil. Kaldı ki, gelir vergisi tahsilatı 2007 matrahını veriyor. İthalden alınan KDV’nin artış oranı da yüzde 27. Bunun da altında, petrol fiyatlarına bağlı ithalat artışının etkisi var.
İçerideki tüketim gelişmelerini en saydam biçimde gösterecek veri ise KDV tahsilatları. İşte bu tür tüketimden alınan doğrudan vergi tahsilatı gösteriyor ki, ekonomide ciddi bir durgunluk var. Çünkü geçen yıla göre bu yıl bu tür vergilerde artış oranı yüzde 5’in altında. Enflasyon oranı bile daha yüksek olduğuna göre reel olarak daralma açık.
Kısacası, küresel ekonomideki çalkantıların (CNBC-e endeksine göre 2007 Ağustos’undan bu yana, TÜİK endeksine göre de yılbaşından bu yana) Türkiye ekonomisini de sarsmaya başladığı görülüyor. Önce güven kırılmış, sonra da tüketimde düşüşler başlamış.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024