Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün sabah piyasa ekranlarında doların yine düşmekte olduğunu gördük. 1.29 düzeyinin de altına gerileyen doların düşüş yolculuğunu sürdürdüğü gözleniyor. Dolardaki bu düşüş o denli belirginleşti ki, artık aşağı doğru grafikler kullanılıyor. Gerçekten doların iki yılda yüzde 45 kadar değer kaybetmesi az buz değil. Müthiş bir değer erimesi.
Dolardaki düşüş nedenleri biliniyor. Biri cari işlemler açığı. Son verilere göre cari işlemler açığı 140 milyar dolara (yani Türkiye'nin ithalatının tam 2 katı kadar) tırmanmış durumda. Bu da Amerikan ekonomisinin her gün 400 milyon dolar bulmasını gerektiriyor. Doların bir düşüş nedeni de faizlerin çok düşük olması. Böyle olunca cari işlemlerin finansmanı sağlanamıyor ve dolar düşüyor.
ABD ekonomisinde cari işlemler açığı öteden beri bir sorundur ve zaman zaman önemli değişimlere neden olur. 1983 - 1987 döneminde de giderek büyüyen cari işlemler açığı bir süre sonra doların reel olarak yüzde 50 oranında değer yitirmesine neden olmuştu. 1987 - 1992 döneminde cari işlemler sorununu kontrol altına alınmış, ama kalıcı olmamıştı. 1991 itibariyle yine baş gösteren cari işlemler açıkları bu kez doların değer kaybetmesine neden olmadı. Bunun da temel nedeni izlenen yüksek reel faiz politikasıydı. Faize bağlı olarak ülkeye giren yoğun sermaye akımları doların değer kazanmasına neden oluyordu. Ancak bu süreç Bush yönetimi ile sona erdi. Düşen faizler bu akımların durmasına neden oldu ve 2002'den itibaren dolar değer kaybetmeye başladı.

Aslında Bush yönetiminin en büyük hatası Clinton döneminde elde edilen bütçe fazlasının yeniden açığa dönüşmesine neden olması. Irak savaşı da buna tuz - biber ekti. Bütçe açık verince genişleyen iç talep dış ticaret açığını büsbütün büyütüyor. Gerçi Bush yönetimi mili gelirin neredeyse yüzde 4'üne yaklaşan bu açıkların şimdi 5 - 6 yıllık bir süreçte yüzde 1.5 gibi düzeye çekilmesini hedefliyor. Ama bu çok uzun vadeli bir çözüm.
Geçenlerde ABD'de Boca Raton'da dünyanın en güçlü 7 ülkesinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanları toplanmıştı. Bu yedi ülke dolardaki düşüşün kaygı verdiği konusunda uzlaştılar. Ancak şunu da belirttiler; finans piyasalarındaki gelişmeler ekonomik gelişmelerin bir sonucudur. Yani doların düşüşü kaçınılmazdır. AB de bir bildirge yayımlayarak henüz bir müdahale düşünmediğini belirtince dolar yine sallandı. Ancak piyasalar 1.30 düzeyinde ciddi müdahaleler bekliyor.
Uzmanlar yıl boyunca paritenin dolar aleyhine gelişeceğini, ancak yılı bu düzeylerde kapatacağını düşünüyorlar. Çünkü kasım seçimlerinden sonra ABD'de bir faiz artırımı gerçekleşebilir. Üstelik ABD dış ticaret dengesinin bir süre sonra iki yakası bir araya gelebilir.