Derviş Türk siyasetinde hayli zorlandı. Küçüklüğünden beri siyaset yapma aşkını son iki yılda CHP'de gördükleri ve yaşadıkları söndürüverdi. Keşke kendisini baştan uyaran dostları olsaydı. Oysa o parti içi mücadele adamı değildi. Zaten, partiyi adam etme hayalinden çok, birikimleriyle katkıda bulunma isteği vardı. Katkıları talep görmeyince, bir süre yeniden yapılanmayla ilgilendi, ama hayal kırıklığına uğradı. Genel başkan yardımcısı olarak da yurtdışında gerek CHP'ye, gerek Türkiye'ye önemli katkılarda bulunabilirdi. Yetki verilmedi. Buna rağmen çabaladı.Derviş'in politikacılığı konusunda eleştirilerim var. CHP'ye geçerken itibarını zedeleyen bir üslup sergiledi. Sonra çok övdüğü Baykal'ın yardımcısı oldu, ama kısa sürede ayrıştı. Ve bunun gerekçelerini, belki de siyasi nezaketinden, açıklamadı. Mensup olduğu partinin temel zihniyetini sarsacak çıkışlarda bulundu. Oysa o ocaktan (grassroots) gelen biri olmadığından değişimi üstlenemezdi. Bütün bunlar bir yana, siyaset risk almayı ve uzun soluklu mücadeleyi gerektirir. Oysa Derviş risk almaktan çok, riskleri hesaplayan bir kişi. Ve daha çok fırsatları değerlendirmede usta.Ondan liderlik bekleyenlere gelince... Anlamakta zorluk çekseler de, bazı insanlar özel yaşamlarına önem verirler. Derviş de bunlardan biri. Üstelik Derviş'i ben hep siyaset için biraz alafranga bulmuşumdur.Gelelim Derviş'in meziyetlerine. Baştan özetleyelim: Türkiye, Derviş çapında kariyerleri çok az yetiştiriyor. Derviş'in birçok değerli niteliği var. Birincisi, kendisine ilişki kurmada yardımcı olan dört dili çok iyi bilmesi çok önemli. Hatta bazen şakayla, "Türkçeyi de iyi konuşuyor" derim. Dünyanın her yerinde dostları bulunur ve ülkemizde böylesi kişiler yok denecek kadar azdır. Derviş, bu kişilerle ilişkisini sürdürmeye özen gösterir. Gayet medeni bir kişidir. Dünyadaki önemli sorunlara egemendir, bilgilidir. Çok iyi bir iktisatçı olduğunu belirtmeye gerek yok. Nihayet, tartışmalı bir konunun özünü çok çabuk kavrayan bir zekÉya sahiptir.Bana kalırsa Derviş, UNDP'nin başına gelen en başarılı yöneticilerden biri olacaktır. Çünkü UNDP'nin misyonuyla, Derviş'in birikimi ve yetenekleri tencere kapak gibi birbirine oturmaktadır. Derviş, hem BM içinde gayet sıcak ilişkiler kuracaktır, hem de çeşitli ülkelerle. Mutlaka birçok projeyi kafasında tasarlamıştır bile. Bunlara nasıl ve nereden başlayacağını da çok iyi bilir.BM yetkililerini Kemal Derviş'i genel kurula önermeleri nedeniyle kutluyorum. hgunes@milliyet.com.tr Kemal Derviş'in UNDP'nin başına geçeceğini peşinen 20 Nisan tarihinde yazmıştık. Gerçi, bu yazıya Derviş itiraz etmişti. Ama onun nitelikleri ve birikiminin UNDP için biçilmiş kaftan olduğu yargımız kesindi. Üstelik şunu da biliyorduk: Derviş bu tür uluslararası mevkilerin gerektirdiği hazırlıkları iyi bilirdi. Bir şans görmeseydi adaylığını kamuoyuna taşıyarak kendini yıpratmazdı. Daha birçok adayın ismi geçerken, Derviş kadın adaydan bahsediyordu, ki ikisi finale kaldı.