Malum; ithalat arttığında döviz talebi artar ve kur yükselir. Bu kez yüksek kur, ithalatı düşürür ve dengeye dönülür. Tersine, ihracat artınca kur düşer ve denge yine sağlanır. Fakat bu sırada sermaye hareketleri etkili olursa bu mekanizma çalışmaz. Tabii bir de vatandaşların yıllardır biriktirdiği dövizlerin bozulması olayı var. Bozuldukça kur düşüyor ve ithalat patlıyor. Ancak artan ithalat bozulan dövizden az olunca, dış denge büsbütün bozuluyor. Geçen hafta açıklanan dış ticaret verileri 2005 yılının olası dış dengesi hakkında ipuçları verdi. Ocak-mart döneminde ihracat artışı yüzde 26.4 , oysa ithalattaki artış yüzde 22.9 olmuş. Belki dış ticaret açığı (ithalat daha büyük rakam olduğundan) şimdilik büyümüş, ama uzun vadede kapanabileceği görünüyor. İkincisi, şubat ve mart aylarına bakıldığında ihracat artışının yüzde 53.6 ve 23.5, ithalat artışının ise yüzde 35.5 ve 20.3 olduğu görülüyor. Yani büyümeye bağlı olarak ithalat artsa da ihracat ondan daha hızlı artmış.İthalat artışının tüketim mallarında yüzde 5, sermaye mallarında ise yüzde 12 olması yatırım veya tüketim talebinde olağanüstü artış olmadığını gösteriyor. Fakat ara mallarında artış hâlâ ciddi; yüzde 29. Üstelik bu kalem, toplam ithalatın dörtte üçünü oluşturuyor. Bununla beraber, ara mallarındaki artışı da doğru irdelemek gerek. Hemen her malda artış gözlenmesine rağmen, asıl artış enerji fiyatlarından kaynaklanıyor. Bunun ilk 3 aydaki ek faturası 1 milyar dolar. Kaldı ki, yan etkileri de var. Mesela plastikteki ek fatura 400 milyon dolar. Öte yandan, demir-çelik ve buna bağlı kesimlerdeki artış 1 milyar dolar, makine-teçhizatla beraber de bu 1.3 milyar dolar ediyor. (Bir de nedense kıymetli taş ithalatı hızlanmış) Kısacası, altı sektördeki artış toplam 3.8 milyon dolar ediyor. Oysa tüm ithalat artışı 4.8 milyar dolar. Yani, uluslararası fiyat artışları bir yana bırakılırsa, ithalattaki artış gayet makul. 2005 yılı büyümesi 2004'e göre düşeceğine göre ithalattaki bu gevşeme normal... Nitekim, ara malları dışında tüm ithalat kalemlerinde artışlar azalmış. Geçen yıl aşırı artış gösteren otomobil ithalatı bile bu yıl düşüşe geçmiş. Aslında ara mallarındaki artış da yılın ikinci çeyreğinde düşebilir. Çünkü hem iç talep yatışıyor, hem de petrol fiyatları. Ülkemizde dış açık sorununun temelini dış ticaret açığı oluşturuyor. Ancak öyle görünüyor ki, bu yıl ithalattaki artış yavaşlayacak ve turizm gayet canlı olacak. İhracattaki başarıya da nazar değmezse, dış açık bu yıl az da olsa daralabilir. hgunes@milliyet.com.tr Dalgalı kur sistemlerinde döviz kurunu arz ve talep belirler. Zaman zaman oluşan yüklü sıcak para giriş çıkışları ise bu dengeyi etkiler ve dış ticaret dengesi sarsılabilir. Yani kur dış dengeyi sağlayan otomatik bir mekanizma olmaktan çıkabilir.