Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge Son yıllarda enflasyon hızla düştü. Büyüme yükseldi ama işsizlik oranı düşmedi. Üstelik şimdi yükseliyor. Aşağıdaki ilk tabloda 2007 yılında çalışabilir nüfusun bir önceki yıla göre yüzde 1.2 artmasına rağmen istihdam sayısında yüzde 1.8 azalma olduğu görülüyor. Yani hem emek arzı artmış, hem de emek talebi düşmüş. Daha geçen yaz başında işsiz sayısı 2.1 milyon kişiydi. Yıl sonunda ise işsiz sayısı 2.4 milyona yaklaşmış. Tarım dışı istihdam verilerinde bunun nedenleri açıkça görülüyor. Emek talebinde belirgin bir düşüş var. 2007 Şubat'ından temmuz ayına dek emek talebinde hızlı bir yükselme gözleniyordu. Fakat temmuz ayından sonra işler değişmiş; emek talebi, yani istihdam düşmeye başlamış. Bu da sanayi kesimindeki üretimin yavaşlaması ve yatırımların düşmesinden kaynaklanıyor. Geçenlerde TÜİK açıkladı. İşsizlik yine artmaya başladı. Oysa toplumsal sorunların en büyüğü ve en acı çektireni işsizliktir. Asgari ücrette olan birinin hiç olmazsa bir geliri varken, işsiz açlığa mahkûmdur! Türkiye'de de bu sorunun radikal dinci gelişmeden bölücü Kürtçü faaliyete kadar birçok akımı beslediği malum. Muhafazakâr iktisat görüşü ise fiyat istikrarının sağlanması halinde büyümenin yükseleceğini, sonunda işsizliğin azalacağını savunuyor. Oysa pratikte bu hiç de doğru çıkmıyor. Krizden sonra üretim yapısında oluşan değişim büyümeye rağmen işsizliğin hızla düşmesine elvermiyordu. Bunu hem olumlu, hem de olumsuz olarak nitelemek mümkün. Çünkü bazı sektörlerin küresel rekabeti sürdürmesi olanaklı değil. Emeğin ucuzluğuna dayanan kesimlerin zaman içinde tasfiyesi kaçınılmaz. Fakat yeni istihdam alanlarının da gelişerek tarımdan koparak gelenlere iş sağlaması şart.İşsizlik konusunda giderek ağırlaşan bir sorunla karşı karşıya olduğumuz görünüyor. 2006 yılının mart-aralık döneminde bir yıl öncesine göre sanayi üretim artışı ortalama yüzde 6.9'du. 2007 yılında ise bu ortalama yüzde 4.4'e düşmüş. Demek ki, sanayi üretiminde yüzde 6-7 aralığında bir artış sağlanamaz ve bu yüzde 4-5'e düşerse, artan işgücü karşılanamıyor ve ortaya yükselen bir işsizlik çıkıyor. O nedenledir ki, Türk ekonomisinin yüzde 7'den fazla büyümesi ve bunun daha fazla istihdam yaratabilmesi için kurun rekabetçi olması ve ihracat kapasitesi yaratması sık sık dile getiriliyor. Ama ne yazık ki, hükümet ne artan işsizliğin farkında, ne de kopup gitmiş olan dış açığın. Küresel rekabet zorlayacak hgunes@milliyet.com.tr