Dün sabah saatlerinde TÜİK 2007 yılına ait büyüme rakamlarını yayımladı. 2007 yılının son çeyreğine ilişkin büyüme beklentisi yüzde 4.9’du. Gerçekleşme yüzde 3.4 oldu, yani tahminlerin 1.5 puan altında kaldı. Buna bağlı olarak, 2007 yılına ait büyüme beklentisi de yüzde 5 kadardı. Gerçekleşme yüzde 4.5’te kaldı. Kısacası, piyasalar hâlâ hükümet ve ekonomik performans konusunda iyimserlik içinde. Oysa gerçekler artık farklı.
AKP hükümetinin iktidara geldiği ilk yıllarda büyümenin çok yüksek seyrettiğini biliyoruz. Özellikle 2004-2005 yıllarında milli gelir ortalama olarak yüzde 9 büyümüştü. Bu da elbette küresel likidite bolluğuyla elde edilmişti. Fakat 2006 yılında küresel çalkantının çıkmasıyla yön değişti, büyüme düşmeye başladı. Üstelik bu küresel çalkantı 2006 yılının ikinci yarısında çıktı ama Türkiye ekonomisini hemen etkisi altına aldı. Ters yönde esen bu küresel rüzgârın olumsuz etkilerinin 2007 yılında da sürdüğünü anlaşılıyor.
Son 3 yıldır hemen her yıl büyüme düşüyor. 2008 yılına ait beklentiler yüzde 4 civarında olduğunu biliyoruz.
Ancak şimdi öyle sanıyoruz ki finans kesiminin kronik iyimserliğine rağmen bu değişecek ve yüzde 3’e daha yakın bir tahmin oluşacak.
2007 yılı verilerinin içeriği şöyle yorumlanabilir;
- 2007 yılında küresel ısınma nedeniyle tarımda gerçekten ciddi bir çöküş yaşanmıştır. Zaten yıllardır tarım sektörü sıkıntıdaydı. Bu yıl tarım çökmeseydi ve geçen yıl kadar üretim yapsaydı büyüme hızı yüzde 5.1 olacaktı.
- İmalat sanayii de yavaşlama içine girmiş. Ancak bunun ticaret kesimine yansıması daha sınırlı kalmıştır. Bu etki olasılıkla 2008 yılına yansıyarak sürecektir. Tarım geçen yıl kadar büyüseydi 2007 büyümesi yüzde 5.2 olacaktı.
- İnşaat kesiminde bir daralma olmamış ancak büyüme oranı birdenbire ve yüksek oranda düşmüştür. 2007 yılının büyüme performansının üçüncü sıradaki etmeni de inşaat olmuştur. İnşaat geçen yıl kadar büyüseydi 2007 büyümesi yüzde 5.4 olacaktı.
- Ulaştırma ve gayrimenkul işlerinde düşüş olmaması, aksine, büyüme olması 2 etmene bağlanabilir: Birincisi, petrol fiyatlarının aşırı artışı, ikincisi ise 2006 yılında ortaya çıkan aşırı gayrimenkul patlamasının son perdesi. (Bizce 2008 yılında bu kesim de sıkıntılı bir yıl yaşayacaktır).
- Finans ve konut kesimlerinde henüz ciddi bir düşüş gözlenmiyor. Burada “henüz” sözcüğünün altını çizmek gerek. 2008 yılı konutta ciddi gerilemelerin olduğunu gösterecektir. Şimdilik kabul etmeseler de finans kesimi de 2008 yılında daha makul kâr düzeylerine inecektir.
Özetin özeti: Dış konjonktür artık farklı. Rüzgâr ters yönden esiyor. AB gazı olmadığı gibi, iç istikrarsızlıklar had safhada. Bu denli bir dış açık kırılganlığı ile beraber 2008 yılında yaşanacaklara şimdiden kendimizi alıştırmamız gerek. Büyüme daha şimdiden düşmeye başladı. Anlaşılan 2008 durgunluğa benzer bir yıl olacak.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024