Bu seçimlerin üç bakımdan önemi var. Birincisi, artık ilk seçimlerde solun Almanya'da iktidar olma olasılığı düşük. Öylesine ki, 39 yıldır ellerinde tuttukları eyaleti kaybettiler. İkincisi, olası iktidar değişikliğiyle AB politikalarında da değişiklikler beklenmeli. Çünkü Almanya AB'nin gövdesi. Almanya'nın başına sağ iktidar gelince AB politikaları da mutlaka etkilenecektir. Nihayet bunun Türkiye'ye ciddi etkileri olacaktır. Çünkü malum, sosyal demokrat Başbakan Schröder Türkiye'nin AB üyeliğini desteklerken, muhafazakâr CDU lideri Angela Merkel özel statüyü öneriyor.Seçimin hemen ardından Sosyal Demokrat Parti Başkanı Franz Muentefering 1 Temmuz'da alt meclis Bundestag tatile girmeden hükümetin güvenoyu isteyeceğini açıkladı. Bu da gösteriyor ki, sosyal demokratlar erken seçime gitme kararında. Oylamadan en geç 81 gün sonra seçime gidilecek. Pazar günü Almanya'da en büyük ve belirleyici eyalet olan Kuzey Ren-Vestfalya'daki seçimlerde sosyal demokrat blok oylar yüzde 37'ye düşerken, muhafazakâr CDU blokununki de yüzde 45'e yükseldi. Yani iktidardaki sosyal demokratlar bir hüsranla karşılaştı. Seçimleri sosyal demokratlar mı kaybetti, yoksa muhafazakârlar mı? Bize kalırsa daha çok ilki. Malum, insanın kendine yaptığını düşmanı bile yapamazmış. Almanya'da işsiz sayısı 5 milyona dayanmış durumda. Ekonomik durgunluk bir türlü aşılamıyor. Yirmi yıl önce Almanya'da kişi başına gelir AB ortalamasından yüzde 20 üstündeyken, şimdi yüzde 1 altında. Bütçe açığı büyüyor. Ve tabii kamu borcu da. Çıkış olarak muhafazakârlar refah devletinin ekonomik olarak indirgenmesi gerektiğini iddia ediyor. Üstelik bazı sosyal demokratlar buna katılıyor. Hatta işsizlik ücretlerinin sınırlanarak ekonominin üstündeki yüklerin azaltılması da savunuluyor. Schröder de bunlara katılsa bile büyük ölçüde başaramamış görünüyor. Ancak unutmayalım, 1997'de muhafazakârlar işsizlik, sağlık ve emeklilik harcamalarını kesmişti. Gidişat değişmedi.Almanya'da işsizlik geçen yıl yüzde 9.6 kadardı. Bu yıl yüzde 9.2'ye düştü. Tabii belirgin biçimde hissedilemedi. Bu fark da geçen yıl ekonominin yüzde 0.1 küçülmesi, bu yıl ise yüzde 1.7 büyümesinden kaynaklandı. Demek bu büyüme yetersiz. İşsizliğin azalabilmesi için yüzde 3'e yakın büyüme şart. 5 milyon işsiz var Bu büyümenin de refah devletinin çözülmesiyle sağlanmasına gelince. Önemli olan sosyal devletten kurtulmak değil, onu etkin hale getirebilmek. Almanya'da devletin örgütlenişinde verimsizlik olduğu biliniyor. Önce bu çözülmeli. Kaderin cilvesine bakın ki, iki liberal sosyal demokratın biri kazandı, diğeri kaybetti. Üstelik ABD ile beraber Irak'ta savaşarak yıpranan kazanırken, diğeri ülkesini savaşın dışında tutarak saygınlığını korurken kaybetti. Demek ki, bütün mesele refahı büyütmek ve bunu adil biçimde dağıtabilmek. Çıkış büyümede (Milli gelir içinde %) 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 T Bütçe Açığı -1.5 1.3 -2.8 -3.7 -3.8 -3.7 -3.5 Net Kamu Borcu 54.9 52.8 53.5 55.5 58.7 61.1 63.6 hgunes@milliyet.com.tr