Bu haftanın ekonomi gündemi bir hayli yoğun. Bir yandan ekonomi yönetimin çeşitli açıklamaları, diğer yandan da açıklanan bir sürü ekonomik veri.
Geçen hafta sonu ödemeler dengesi verileri açıklandı. İthalattaki çöküş etkisini sürdürüyor. İlk 4 ayda dış açık 2.6 milyar dolar olmuş. Görünen o ki, yıl sonunda açık 10 milyar doları geçmeyecek. Aynı dönemde özel kesim 6.5 milyar dolara yakın borç ödemesi yapmış ve 2.3 milyar dolarlık sıcak para çıkışı olmuş. Yani 11 milyar dolardan fazla çıkış olmuş.
Fakat bu sorun yaratmamış, kur oynamamış. Çünkü net hata noksan kaleminde 5.9 milyar dolarlık giriş olmuş, 3 milyar dolara yakın da doğrudan yabancı yatırımı yapılmış. Geri kalan da rezervlerden karşılanmış.
Hafta başında mayıs ayı bütçe verileri açıklandı. Mayısta işler bir parça toparlansa da bütçenin darmadağın hali sürüyor. İlk 5 ayda bütçede giderler yüzde 24, faiz giderleri ise yüzde 33 artmış. Öte yandan, gelirler sadece yüzde 2 artmış. Hele vergi gelirleri geçen yıla göre yüzde 5.5 azalmış. Böylece ilk 5 ayda bütçe açığı yüzde 904 artmış. Faiz dışı fazla da yüzde 70’e yakın azalmış. Durum gerçekten kötü. İç borçlanma hızla artarken, faizler kademeli olarak yükseliyor.
İşsizlikte Türkiye dördüncü
Haftanın bir diğer veri açıklaması ise işsizlik. Mart ayında işsizlik şubata göre düştü; yüzde 16.1’den yüzde 15.8’e. İki nedeni var: Biri mart verisinin şubat, mart ve nisanın ortalaması olması. Yani krizin en berbat anı olan ocak verisinin çıkması, yerine nisan gelmesi. İkincisi, nisan ayında hem turizm sezonu başlıyor, hem de inşaat. Aslında her yıl mart ayında işsizlik şubata göre düşüyor.
Bu düşüş Türkiye’yi de dünya 3.sü olmaktan çıkardı ve dördüncülüğe düşürdü! Birinci Güney Afrika yüzde 24, İspanya ikinci yüzde 18, Letonya da üçüncü: yüzde 16.1.
Bir diğer açıklama da bugün Merkez Bankası’ndan gelecek. Para Politikası Kurulu faizi açıklayacak. Durgunluk ve düşen enflasyona bakılarak MB’nin 25 baz puan daha faizleri düşüreceği bekleniyor. Ancak keşke MB yükselen emtia fiyatlarını göz ardı etmese ve (kimi meslektaşlarımızın dolduruşuna aldırmayarak) artık indirimlere ara verse. Kaldı ki, kendisi bile enflasyondaki düşüşün temmuzda duracağını ve Türkiye ekonomisinin tüm dünyadan daha çabuk toparlayacağı kanısını taşıyor.
Yeni önlemler
Bu arada ekonomi yönetimden bazı yeni tedbirler geldi. Otomotivde vergi indirimi (ÖTV) eylüle dek sürecek. Oysa stoklar büyük ölçüde boşaldığından bunun katkısı sınırlı olacaktır. Fakat ağustosta yeni modeller satılırken otomotiv kesimi daha karlı bir dönem yaşayacaktır. Çünkü devlet indirimi yaptığına göre onlar zam yapıp karlarını artıracaktır.
900 bin kredi kartı borçlusuna getirilen kolaylık ilk bakışta olumlu gözükse de, aslında hiç de öyle değil. Adamakıllı inceleme yapılmadan dağıtılan bu kartlar aileleri perişan ediyor. Kesinlikle bankalar kabahatli. Yoğun rekabetle dar gelirli ailelere bu kartları dağıtıyorlar ve onları olmayan gelirlerini harcamaya sürüklüyorlar. Peki, bu tedbir onları terbiye mi edecek, yoksa kriz geçtiğinde yeniden aynı yola mı başvuracaklar?
Son olarak, Başbakan, “Kusura bakmayın ama halkta para var” demişti. Hangi halkta? Kredi kartını ödeyemeyen bu 900 bin ailede mi?