Ancak geçtiğimiz yıllarda "hukuksal eşitlikle" "fiili eşitlik" arasındaki farkın dağlar kadar olduğu anlaşıldı. Şimdi fiili eşitliğe nasıl ulaşılacağı tartışılıyor.Elbette kadın ve erkek aynı değildir. Olması da gerekmez. Zaten istenen de bu değildir. Toplumsal yaşama katılmada iki cins eşit fırsata sahip olmalı ve eşit karşılanmalıdır. Diğer bir deyimle, iki cinsiyetin farklılıkları korunmalı fakat eşit sayılmalıdır. Mesela eşit çalışma olanağının bulunması fırsat eşitliğidir. Ancak farklı ücretler ödenebilir, yani yine adil bir muamele olmayabilir. Bu da mücadele edilmesi gereken bir konudur.Fırsat eşitliğinin en önemli yöntemi, aynı zamanda da ölçütü eşit eğitim alabilmektir. 1990 yılında ilkokulda kızların okuyabilme oranı yüzde 90ın altındaydı. Son 10 yılda hiçbir gelişme olmayınca devlet kampanyalar başlattı: Haydi kızlar okula! Ortaöğretimdeki kızların oranı hâlâ yüzde 69 kadar. On yıl önce kadınların okuma yazma bilme oranı erkeklere göre yüzde 10 daha azdı. Şimdi biraz daha iyi olsa da, hala fark var. Erkeklerin yüzde 65i gazete okuyor, kadınların ise yüzde 45i.Tarımda kadın emeğinin payı yüzde 47. Bu, şu demek; gel tarlada çalış, yardım et. Fakat bir ücret talep edemezsin. Yani kadın yine tam özgür değil. Ücretini alabildiği yerde (yani sanayide) ise kadının iş bulma fırsatı erkeklere göre 5 kat daha az; yüzde 20! Siyasal alanda ise durum tam bir fecaat; on yıl önce siyasette kadın yüzde 1 kadardı, şimdi ise yüzde 4.Eşit eğitim alamıyor, eşit fırsata sahip olamıyor. İş bulma olanağı da az, siyasete katılma olanağı da. Bu durumda kadın - erkek eşitliğinden bahsetmek mümkün mü? Elbette hayır!Geçenlerde The Economist dergisinde vardı. ABDnin eski Hazine Bakanı Larry Summers şu anda Harvard Üniversitesinin rektörü. Birçok öğretim üyesini yetersiz yayın yaptığı için sıkıştırırken, üniversitenin performansının yükselmemesini kadın akademisyenlere bağlayınca gürültü kopmuş. Summers, kadınların eşit fırsata sahip olmadığından bu yorumu yaptığını söylese de, artık işler karışmış durumda. İstifası isteniyor.Gerçi ABDde cinsel eşitlik deyince, kadınların bir kısmının şikayet edecek hali yok. Çünkü bazı ailelerde erkek evde varla yok arası, sanki misafir. İşte belki bu ailelerde cinsel eşitlik için erkeklerin ayağa kalkması gerek. Şaka bir yana, ekonomik özgürlük için iş olanağı, bunun için de toplumda eşit yarış fırsatı gerekiyor. Bu da ancak eğitimle mümkün. Kısacası, fiili eşitlik ancak eğitimle sağlanabilir. hgunes@milliyet.com.tr 1980li yılların Batıdaki en önemli toplumsal gelişmelerinden biri kadın haklarını öne çıkaran hareketlerdi. Bu gelişmenin ülkemize yansıması farklı oldu. Gelişmekte olan bir ülke olmamız nedeniyle, gelişmiş ülkelerin aşmış olduğu temel sorunları yaşamaya devam ediyorduk. Bu nedenle kadın hareketleri kimilerine lüks geldi. İkincisi, kadınların hukuksal eşitliği birçok gelişmiş Batı ülkesinden önce elde edinildiğinden böylesi bir sorunumuzun olmadığı sanısı da yaygındı.