2006 yılında da döviz kurunda, borsada ve faizlerde önemli hareketler gözlenmişti. Kur (YTL dolara karşı) yüzde 20 değer kaybetmiş, borsa düşmüş, faizler yükselmişti. Ancak şimdi çok daha büyük bir küresel sıkıntı oluşmasına rağmen kurdaki hareketin sınırlı kalmasını hükümet kendi hanesine artı olarak yazıyor. Doğru, faizler de daha az arttı. Oysa 2006 yılında dış açık çok daha sınırlıydı. Petrol fiyatı çok daha düşüktü.
Ancak bu tez bazı bakımlardan doğru, bazı bakımlardan ise yanlış. 2006 Haziran’ında borsa şubat ayına göre yüzde 26 düştü, ama 2008 dalgalanmasında (mart ayında ekim ayına göre) düşüş yüzde 48 oldu. Bu da iki etmene bağlanabilir. Birincisi, borsaya iyiden iyiye yabancılar egemen oldu ve New York borsasına rampa yaptık. Yani küresel etkiler artık daha yoğun yaşanıyor.
Asimetrik hareketler
İkincisi, malum bu piyasa oldukça sığ. Üçüncüsü de 2006 yılında borsa ucuz bulunuyordu. Oysa artık oldukça değerli hale geldi. Böylece, 2008 yılında borsa çok daha hızlı ve keskin düşüş gösterdi.
Ama ilginçtir aynı düzeyde değişim faizde de ve kurda gözlenmedi. Oysa Türkiye ekonomisi dış denge ya da döviz hesapları itibarıyla çok daha kırılgan bir yapıda. 2006 yılında dalgalanma öncesi faizler yüzde 13.7’den 19.4’e fırlayıverdi. Ama unutmayalım, MB o zaman faizleri artırdı. Bugün ise sadece koruyor. Bu nedenle 2008 yılında sadece yüzde 16.2’den yüzde 18,4’e çıktı.
Öte yandan, 2006 yılının şubat ayından haziran ayına dek kur yüzde 25 değer kaybederken, 2007 yılının ekim ayından 2008 yılının mart ayına dek değer kaybı sadece yüzde 18 oldu. Tabii şimdilik!
Bankalar hazırlıklıydı
Öncelikle şunu belirtelim. Henüz elimizde yeterli veri yok. (Dün sadece Şubata ait ödemeler dengesi açıklandı) Ama sanıyoruz, 2006 yılında yabancı çıkışları çok daha hızlı ve çok daha yüklü oldu. Kaldı ki, 2006 yılında vatandaşların döviz satışları olmamıştı. Fakat son dalgada vatandaşların döviz satışları gözlendi. Daha önemlisi, bankalar 2006 yılında farklı bir döviz pozisyonu içindeydiler. O tarihte döviz bulmakta zorluk çeken bankalar bu küresel krize biriktirdikleri döviz likiditesini piyasaya vererek girdiler. Bu da kurun kopmadan buraya gelmesine elverdi.
Faizlerin az oynamasının da iki nedeni daha var. Birincisi, bazı yerli büyük bankalar bonolarda alımlara gittiler. İkincisi, 2008 yılında ekonominin soğuduğu gözleniyor. Yani enflasyonist beklentilerin alıp başını gitmesi pek olanaklı değil. Bu durumda da faizler istikrarlı olur. 2006 yılında enflasyon beklentileri (yüzde 8) bugünkünden daha biraz daha yüksekti (yüzde 6.8).
2008 dalgasında sadece borsanın daha fazla etkilendiği gözleniyor. Ama bunun ilelebet böyle süreceği sanılmamalı. Dış açık böyle devam ettikçe, siyasal istikrar da bozuldukça dengeler elbette değişecektir. Borsada düşüş ve faizlerde artış daha sınırlı kalsa da kurda hareketlilik artacaktır.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024