Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

NAZIM Hikmet "Kuvayı Milliye Destanı"nda "Ve kadınlar!" der:
"bizim kadınlarımız; / korkunç ve mübarek elleri, / ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle, / anamız, avradımız, yarimiz / ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen / ve soframızdaki yeri / öküzümüzden sonra gelen / ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız / ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki / ve karasabana koşulan / ve ağıllarda / ışıltısında yere saplı bıçakların / oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan / kadınlar, / bizim kadınlarımız / şimdi ayın altında / kağnıların ve hartuçların peşinde / harman yerine kehribar başaklı sap çeker gibi / aynı yürek ferahlığı / aynı yorgun alışkanlık içindeydiler. / Ve on beşlik şarapnalen çeliğinde / ince boyunlu çocuklar uyuyordu. / Ve ayın altında kağnılar / yürüyordu Akşehir üstünden Afyon'a doğru."
* * *
BU kadınlar "Kuvayı Milliye Kadınları"dır, kağnı arabasında cephane taşıyan birkaç soluk fotoğrafla tarihe geçmişlerdir, ancak o kadar...
Nezihe Araz, onlardan dokuzunu tarihin unutulmuş hazinesinden bulup, ışığa çıkardı ve hikayelerini oyunlaştırdı...
Halide Edip'ten Kara Fatma'ya, Asker Saime'den Turna'ya, Gülnar'dan Dürdane'ye, Gökçe'den Kaynana'ya ve Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'a, dokuz Kuvayı Milliye kadını...
* * *
HALK Sigorta'nın desteğiyle sahnelenen oyunun tanıtımında, yazar Nezihe Araz, şöyle diyordu:
"Beni bu çalışmayı yapmaya Kurtuluş Savaşı'nın kadın kahramanlarından Kara Fatma'nın 1920 tarihli gazetelerin birinde yayınlanan konuşması itti. Zafer kazanılmış, savaş bitmişti. Ama Kara Fatma, hayır savaş bitmedi, asıl savaş şimdi başlıyor, diyerek cehalete savaş açıyordu... Biz cahiliz, okuma yazma bilmeyiz, şehirli ablalarımız bizi okutsunlar, okumayı, yazmayı öğretsinler, diyordu. Onun bu sözleri bana ışık tuttu."
* * *
EVET, "Kara Fatma"nın açtığı savaş başlamış ama bitmemişti, daha da uzun süreceğe benzerdi. Çünkü gaflet, dalalet, hatta hıyanet içinde olanlar, bu savaşa karşı, cehaletin kılıcıyla karşı koyuyorlardı. Nezihe Araz'ın dediği gibi "kadınlarımızın bir şeyler yapmaları gerekiyordu, yoksa..."
"Yoksa"
nın arkasından neler geleceği belli değil miydi?
* * *
"KUVAYI Milliye Kadınları" tek kişilik müzikli bir oyun, dokuz kadını da Dilek Türker oynuyor. Dilek Türker, tanıtım toplantısında, Mustafa Kemal Paşa'nın annesi Zübeyde Hanım'ı oynadı, oğluyla söyleşiyordu, Mustafa Kemal, anasının sesinde, yüzünde canlanıyordu.
* * *
HALK Sigorta oyun için verdiği desteğin nedenini de şöyle açıklıyordu:
"Kurtuluş Savaşı tarihimizin derinliklerinde, özgürlük ve vatanseverlik duygularıyla savaşın tüm zorluklarını, acılarını yaşayan birer isimsiz kahraman olan bu Türk kadınlarının unuttuğumuz yaşamları, mücadeleleri; bugünün gençlerine, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda nasıl bir özverinin bulunduğunu göstermesi, günümüzde bu değerlere daha da fazla sahip çıkmamız gerektiğini vurgulaması açısından büyük önem taşıyor."
* * *
KUVAYI Milliye Kadınları...
Şairin dediği gibi, "hiç yaşamamış gibi ölen" analarımız, bacılarımız, yavuklularımız.
Gün, onları tanımanın günüdür.
"Kara Fatma"nın açtığı savaşı da onlar kazanmalıdır.