CHP İzmir, belki de tarihinde ilk kez, partinin üst yönetimi ve genel merkez karar organının dışında bırakıldı.
Bu, resmen bir cezadır.
Yumuşatırsanız;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ilk uyarıdır.
Muhatabı da; İzmir İl Başkanı Ali Engin’dir...
Tabii anlayabilirse...
Anlamamakla ısrarcı olur; İzmir İl Örgütü’nü tam ortasından ikiye bölme, kendinden olanları “şah”, olmayanları “şahmaran” olarak görmeye devam ederse, ayrışmayı-bölünmeyi durduramazsa, arkası gelecektir...
Son kurultayda, Parti Meclisi’ne beklenenden fazla isim sokan ve oldukça fazla kişiyle temsil edilen İzmir’in, MYK’da “sıfır çekmesi...”
Kemal Bey’in, CHP’yi yönetecek; Cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimlere taşıyacak olan “Beyin Takımı”na İzmir’den tek kişiyi dahi almamasının nedeni sizce ne olabilir?
Bana göre, Aziz Kocaoğlu destekli, İzmir İl Başkanı Ali Engin ve İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, Kemal Bey’in adını kullanarak “Genel Başkanın onayladığı il başkanları listesi” diye ortaya çıkardıkları “Sarı Liste”dir.
Dikkat edin; bu listeyi Alaattin Yüksel ile birlikte organize eden Hurşit Güneş de; MYK için en güçlü isimler arasında olmasına rağmen Kılıçdaroğlu’ndan “veto” yiyenler arasındadır.
Eeeeeeeeeeeeee; boşuna bazı mumlar, yatsıya kadar yanar dememişler...
Hani, “özürü kabahatinden büyük” derler ya...
Ege’de Son Söz’de, cumartesi günkü yazıma üstü kapalı göndermede bulunan CHP İl Başkanı Ali Engin de tam bu durumda.
Kurultay’da, Genel Başkan adına bir grup il başkanı tarafından hazırlandığı öne sürülen 52 kişilik “sarı liste” ile ilgili açıklama yapmış.
Ali Engin, “Bu hamleyi Kılıçdaroğlu’nu korumak adına yaptık” diyor.
Bak, bak, sen şu işe!..
Demek, İzmir’den Ali Bey’in “sarı listeye” almadığı ya da aldırmadığı; Birgül Ayman Güler, M. Ali Susam, Aytun Çıray, Musa Çam, genel başkan düşmanlarıymış ha!...
Bitmedi...
“Sarı listede yer alanların tamamı, Genel Başkan’ın önerdiği 98 kişinin içindedir. Doğal olarak 52 kişilik liste de Genel Başkan’ın listesidir. Genel Başkan’ın kimlerle çalışmak istediğinin fotoğrafını çektik. Bu hamleyi yapmasaydık; 98 kişilik liste delik deşik olurdu.
Faruk Loğoğlu çıkabilir miydi? Faik Öztrak çıkamazdı, Umut Oran çıkamazdı...
Sarı listeyi Kılıçdaroğlu’nun A Takımı’nı koruma refleksiyle hazırladık...”
Devam ediyor:
“52 kişilik ‘sarı liste’ aslında bir mutabakat listesidir. 5 kişilik bir ekiple hazırladık bu listeyi. Sarı listenin etkili isimlerindendik ve herkes buna uydu...”
Güzel de Sayın Ali Engin; Yeni CHP’nin Yeni MYK’sında neden başı olduğunuz İzmir Örgütü’nden bir isim dahi yok?
Siz güya kendinize vazife çıkartıp Genel Başkanınızı korumuşsunuz ama bakıyorum o sizi pek koruyup-kollamışa benzemiyor?
Yanılıyor muyum?
Bir de şu lafa çok takıldım.
“Benim tarafsızlık anlayışım, birilerini, belirli mevkilere taşımak üzerine değildir. Ben; benden tarafsızlık bekleyen arkadaşlarımı itmeyeceğim, hakkını yemeyeceğim ama omzumda da taşımayacağım.
Müsaade edin de yıllardır itip kaktığınız partililer var. O adamlar da bir şey olsun. Biraz duracaksın. Siyaset böyle bir şey! Biz zamanında saygı duyduk. Sen de saygı duymalısın.”
Ey millet soruyorum:
Bir il başkanının böyle bir “tarafsızlık” kriteri olabilir mi?
Bunun adı tarafsızlık değil;
Olsa olsa, “örtülü taraflılıktır...”