İlk günkü gibi düşünüyorum. Şöyle yazmıştım: Aziz Kocaoğlu ile tutuklu-tutuksuz bürokratlar hakkında yürütülen “İzmir Çetesi” davasıyla ilgili iddianame, baştan sona, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 250. maddesinin (b) fıkrasına aykırıdır...
Çünkü;
İzmir Büyükşehir Belediyesi davasında, doğrudan ve dolaylı olarak; haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar yoktur.
Ve bu tür olaylarda cebir ve şiddet olmazsa, soruşturmanın özel yetkili savcı ve mahkemeler tarafından yürütülmesi kesinlikle yasaya aykırıdır.
Nedeni de şu:
Özel Yetkili Mahkemeler; mafya usulü silahlı baskı ile ihale yönetmek veya uyuşturucu ticareti yapmak gibi çetelerin işlediği organize suçlara bakarlar.
Türkiye’nin “bir numarası” da aynı görüşte..
“İzmir’in en büyük kamu kurumu olan Büyükşehir Belediyesi’nin halkın oylarıyla seçilmiş olan “reis”ini, idari soruşturma ve yargılamaya konu olup olmayacağı bile tartışılacak iddialarla “çete reisi” göstermek, arkadaşlarını 11 ay cezaevinde tutmak bir “hukuk cinayeti”dir.”
Bu yorumu yapan Cumhurbaşkanımızdır.
Süreçle ilgili görüşü ise şudur:
Büyükşehir davasından bir şey çıkmayacaktır.
Özel Yetkili Mahkemeler ile ilgili görüşünü açıklayan Sayın Abdullah Gül, ekliyor:
“Daha suçun var olup olmadığı belli olmadan her şeyi buraya sokuyorlar.
Sonuç olarak bir belediye başkanını incelemeden, suçun vasfını belirlemeden buraya sokuyorlar. Esasında bundan da bir şey çıkmayacaktır.
Bu üç şeyi sokup büyük bir operasyona dönüştürüyorlar.
Halbuki burada cebir yok, şiddet yok.”
Herkes aynı görüşte sayın Cumhurbaşkanım...
“İzmir çetesi” davasına 5 Temmuz’da, kaldığı yerden devam edilecek.
130 sanık var.
18 belediye üst bürokratı cezaevinde...
Savcı, Aziz Kocaoğlu için;
Suç örgütü kurmak ve yönetmek, “çete reisi” olmak, ihaleye fesat karıştırmak, sahtecilik, görevi kötüye kullanmak, imar kanunu aykırı hareket etmekten 397 yıl hapis talep ediyor.
Aziz Bey, sanki “Alcapone...”
Ama nedense tutuksuz yargılanıyor.
Özel yetkili mahkemeler kaldırıldı (ayrı bir tartışma konusu) ama Aziz Kocaoğlu ve arkadaşları yine aynı mahkemede 8. Ağır Ceza’da yargılanacaklar.
Tek fark; kapıda Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi yazısı olmayacak.
Umarım bu “tabela” değişikliği, mahkemenin kararlarına da yansır.
Çünkü;
Bu dava, iddiaların niteliği itibarıyla hem özel görevli savcılığın hem de özel yetkili mahkemenin görev alanı içinde girmemektedir.
İzmir’de çoğunluğun 5 Temmuz beklentisi, bir gün herkese lazım olabilecek “adalet”in, adil olarak işletilmesidir.