“Kim, ne istiyorsa, kurşunla değil, sözle istesin ki biz de ne istendiğini bilelim...”
İzmir’in tanınmış kuyumcu ailelerinden Özusta’ların büyüğü Argun Özuzta’nın, kardeşinin Alsancak’taki evine girerken ayağından kurşunlanmasından sonra yaptığı açık çağrı böyle.
Mücevherat ve özel takı koleksiyonu bakımından kentin en ünlü kuyumcularından olan Erhan Özusta’nın yaralanması üzerine İstanbul’dan İzmir’e gelen ağabey Argun Özusta, aynı zamanda kararlı da:
“Bu olay aydınlanıncaya kadar İzmir’deyim. Kimin ne derdi varsa, buyursun gelsin. Biz de neler olup bitiyor anlayalım...”
Argun Özusta’yı yıllardır iyi tanırım.
Tek yanlış bir işi olmamıştır.
Piyasanın güvenilir kuyumcularındandır.
Alsancak’ta ortak çalıştığı işyerini, kardeşi Erhan Özusta’ya bırakıp, İstanbul’da yenisini açarak, kısa bir zaman diliminde Nişantaşı’nda, sosyetenin ve sanat dünyasının aranan, güvenilen kuyumcusu olmuştur.
Eşi ve çocuklarıyla düzenli bir özel yaşamı vardır.
Ayağından kurşunlanan Erhan Özusta’ya gelince...
Ağabeyi Argun Özusta’dan farkı olmadığı gibi, ondan daha sakin daha sessiz; işine, eşi Sinem Hanım’a ve evine bağlı bir aile reisi ve örnek babadır.
Bunları niçin yazıyorum.
Özusta Ailesi, 19 Temmuz’da Alsancak’ta bir sıkıntı yaşadı.
Erhan Özusta’nın kuyumcu mağazasının önünde kimliği belirsiz bir kişi ya da kişiler havaya ateş ederek kaçtılar.
Ne olduğu anlaşılamadı.
Özusta, savcılığa ve polise şikayetçi oldu.
Bir sonuç alınamadı.
Ancak bu tür olaylardan hemen sonra yakıştırılan “dedikodu” başladı:
“Alacak-verecek ilişkisi... Yani mafyavari gözdağı!...”
Özusta, temmuzda da bugünkü gibi, derdini anlatmak için; “Bizim kimseyle ne para ne de kişisel anlaşmazlığımız var” diye çırpınıp durdu.
İkibuçuk ay sonra Erhan Özusta, bu kez İzmir’in en işlek bulvarlarından Şair Eşref’teki apartmanının önünde silahlı saldırıya uğradı.
Önce işyeri, ardından ayağa kurşun sıkma...
Baktığınızda üst üste yaşanan bu olaylar “ferdi” olmaktan çok, organize bir çete işi gibi görülüyor.
Polisin öngörülerinden biri böyle.
Peki hedef ya da gözdağı verilmek istenen kim?
Erhan Özusta mı, yoksa İstanbul’daki ağabeyi Argun Özusta mı?
İkisi de “Hiç kimseyle iş-para gibi konularda bir sorunumuz olmadı” diyor.
Argun Özusta daha ileri giderek, “Ben ve kardeşim, ne savcılık ne de polise gidip bugüne kadar kimse hakkında şikayetçi olmadık. Bu yaşananlara bir anlam veremiyoruz” diyerek ekliyor:
“Olayın bir an önce aydınlatılması, saldırganların yakalanarak niyetlerinin anlaşılmasını belki de en çok biz istiyoruz.
Ne ilkinde ne de şimdi, ne kardeşimi ne de beni arayan oldu. Tehdit edilmedik, şantaj yapılmadı. Bir istekte bulunan olmadı, şunu yaptınız, bunu yaptınız diyen çıkmadı.
Kimin ne istediğini de bilmiyoruz.
Ama böyle yaşamak gerçekten çok zor.
Aile olarak ne yapacağımızı şaşırdık.
Kimse bu kişiler derhal yakalanarak saldırının nedeni ortaya çıkarılmalı.
Tekrar ediyorum. Ne benim ne de kardeşim Erhan’ın kimseyle bir problemi hasımlığı ve sorunu yok. Alacak-verecek ilişkisi hiç yok...”