Dört gün sonra dünyanın en etkili makamına Donald Trump oturacak! Amerika’nın doğusunda Atlantic City’deki “Taj Mahal” isimli gazino binasını dışarıdan bile görmüş olsanız, bu binayı diken adamın, değil ABD başkanı, o kentin belediye başkanı dahi olamayacağını zannederdiniz.
Ama oldu işte. Televizyonlarda ifade edilen düşüncelerin tam aksine, bu zatın Cuma günü elini İncil’e basarak, “Amerika başkanının görevlerini yerine getireceğini ve Amerikan Anayasası’nı savunacağına” yemin ederek gidip Beyaz Saray’daki Başkan koltuğuna oturmasını artık Allah’tan başka kimse önleyemez.
Trump, Kongre binasının basamaklarında bu yemini ederken, Federal Soruşturma Bürosu FBI’ın bu törene bakan bir odasında, onun Rusya’nın elinde, şantaja maruz kalmasına imkan verecek müstehcen videoları olup olmadığını (daha doğru olduğu iddiasını) soruşturmak üzere hazırlık yapılıyor olacak. Trump, FBI’ın ve CIA’nin başına oğlunu-damadını bile getirse bu soruşturmayı engelleyemez.
Neden? Çünkü ne kadar asılsız olsa da, Trump tarafından ne kadar reddedilse de, ortada Amerikalı bir kamu görevlisi hakkında görevini yapmasını engelleyecek belge ve video bulunduğu iddiası var. Nokta! Bu iddianın doğru olup olmadığına istihbarat ve güvenlik birimleri karar vermek zorundalar. Tekrar nokta.
Böyle bir belge veya video varsa, bu tek başına Trump’ı görevden almaya yetmez. Başkanı ancak ülkeye ihanetle veya basit bir rüşvet olayı ve yalancılıkla suçlayabilirsiniz! Trump şimdi, “Aslı yok” diyor ya! İşte bunun yalan olduğu ortaya çıkarsa, Temsilciler Meclisi’nin yarıdan bir fazla oyla başkanın yargılanmasına karar vermesi yeter. Bunun için Demokratların, en az 25 Cumhuriyetçi’yi ikna etmeleri gerekir. Sonra Senato, Yüksek Mahkeme başkanının başkanlığında mahkeme rolünü üstenir ve Trump’ı yargılar. Başkanlıktan atmak için Senato’nun üçte iki çoğunluğu yani 67 oy gerekir. Demokratların tamamı oy verse bile, bu, Cumhuriyetçiler’den 19 senatörün oyu ile sağlanabilir. Bu oyların sağlanması elbette suçlamaların ağırlığına ve görüşmelerin içeriğine bağlı olacaktır. Demokratların oylarını bile “garanti” olarak görmemek gerekir.
Bu dış kavga. Bir de iç kavga var. Trump Yönetimi’nde yer alacak bakanlar ve yüksek görevlilerin Senato komisyonlarında bir haftadır süren onay oturumlarında verilen ifadelere bakarsak, bir AP muhabirinin deyimiyle “Amin korosunda yükselen çatlak sesler” kabine üyelerinin kendi aralarında ve Trump ile görüşleri arasında ciddi farklılıklar olduğunu gösteriyor. Trump, bakanlar kurulunda farklı sesler çıkmasının kötü bir şey olmayacağını söylemiş, “Onlar haklı olabilir; ben haklı olabilirim” demişti. Bir işadamının bir konudaki artıların-eksilerin enine boyuna tartışılmasını tercih etmesi normaldir. Ancak, ABD’nin Savunma Bakanı “Rusya’ya karşı kuvvet kullanabiliriz” derken, Dışişleri Bakanı, “Rusya ile daha derin ilişkiler kurmak istiyoruz” derse, diplomasi alanında buna “Kasti karışık mesaj” denir ve insan hayatına mal olur.
Sarsıntılı bir alana giriyoruz; kemerleri kontrol edin, sayın yolcular.
