Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhur- başkanı Recep Tayyip Erdoğan Beyaz Saray’a adımını atarken, Başkan Trump’ın ne konuda ne söyleyeceğini biliyordu. Başkanlar düzeyindeki görüşmeden bir hafta kadar önce, ABD Yönetimi’nin ne konuda ne ölçüde Türk tezlerine yaklaşacağı, üçlü ön-heyet tarafından belirlenmişti. Amerikalı yetkililer, hem FETÖ soruşturması çerçevesindeki iade talepleri hem de Rakka kurtarma operasyonu çerçevesindeki birlik oluşturma planında değişiklik yapılarak PKK terör örgütünün uzantısı PYD ve onun bileşimlerinden vazgeçilmesi önerilerine, amiyane tabiri ile “Elimiz kolumuz bağlı” demekle yetinmişlerdi. Trump’ın gerek vücut dili gerekse konuşmalarında Türkiye ve Erdoğan hakkındaki dostane ve övücü sözleriyle hafifletmeye çalıştığı gerçek, iadeler ve YPG’den vazgeçme konularında elinin kolunun bağlı olduğu idi. Ama bu sırada belli olmayan, bunun sebebiydi.
Gerçek, ertesi gün anlaşıldı. Trump’ı bu duruma düşüren, hakkında özel savcı eliyle yeni bir soruşturma açılmasıydı.
24 gün Ulusal Güvenlik Başdanışmanı olarak ABD Ulusal Güvenlik Konseyi başkanlığı yapmış olan emekli orgeneral Michael Flynn’in, danışmanlık ve kamuoyu ilişkiler firmasını yasal zorunluluk çerçevesinde kaydettirmemiş olduğu iddiasıydı. İddiaya göre Flynn’in şirketi, Türkiye ve Rusya gibi bazı ülkelerin halka ilişkiler temsilciliğini almıştı. Yine demokratlara ve liberallere göre, Flynn gerekli bildirimlerde bulunmamıştı.
Birçok kaynakta, ABD’de eski kamu görevlilerinin görevlerinden ayrıldıktan sonra nasıl uluslararası danışmanlık yapabilecekleri hakkında bilgiler var. Bizi ilgilendiren tarafı şu: Bir orgeneral, emekli olduktan sonra 5 yıl hiçbir ülke adına temsilcilik veya danışmanlık yapamaz. Kişiler adına çalışacak ise, bu kişiler başka ülke vatandaşı olduğu takdirde, aldığı temsil ödeneklerini ilgili kamu kurumuna beyan etmek zorundadır.
Demokratların ve liberallerin iddiası o ki Flynn, işte bu beyanlarda bulunmamıştı. Trump’ın özel danışmanı Steve Bannon’ın kurduğu ve uzun yıllar yönettiği Breitbart web sitesine göre, Flynn bu temsil keyfiyetini ve aldığı paraları seçim kampanyası sırasında Trump ekibine de bildirmemişti.
Flynn, FETÖ elebaşı Gülen’in iade edilmesi gerektiğini bir yıl kadar önce The Hill dergisinde yazdığı makalede savunmuştu. Flynn 24 günlük hizmeti sırasında Obama yönetimi zamanında hazırlanan YPG’li Rakka Planı’nı da Savunma Bakanlığı’na iade etmiş; yeniden hazırlanmasını istemişti. Bir emekli orgeneralin yazıları ve hükümet adına icraatı ile PR şirketi ilişkisi arasında bağ olabilir mi?
Trump, Erdoğan’ın elini sıkarken, 500 metre ilerideki Adalet Bakanlığı binasında, kendi atadığı Adalet Bakanı’nın yardımcısı tarafından bu sorunun cevabını vermek üzere özel savcı tayin ediliyordu.
Bir basit bildirim usulsüzlüğü, şimdi Flynn hakkında bu iddialara sebep olurken Türkiye’nin hayatî çıkarları konusunda Trump’ın elini kolunu bağlıyor.
Her şey özel savcı olarak atanan FBI eski yöneticisi Robert Mueller’in vereceği rapora bağlı. O rapor neye bağlı? Bilinmiyor henüz.